Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/13370 Esas 2014/7462 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13370
Karar No: 2014/7462
Karar Tarihi: 01.04.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/13370 Esas 2014/7462 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/13370 E.  ,  2014/7462 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bakırköy 15. İş Mahkemesi
    Tarihi : 27.12.2012
    No : 2011/770-2012/726


    Davacı, trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk davadan kalan kusur farkının, 506 sayılı Yasanın 26. maddesince tazminine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkı, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olup, Kurum alacağının belirlenmesinde dikkate alınması gereken, gelirin ilk peşin sermaye değeridir.
    Hukuk Genel Kurulunun 07.5.2008 gün ve 10-363 E, 366 K. Sayılı ilamında da belirttiği üzere, sigortalı veya hak sahiplerine bağlanan gelirde meydana gelen her artış ya da değişikliğin ayrı bir olgu niteliğinde bulunup, ilk peşin değerli gelir ile artışlar nedeniyle açılan ilk rücu davasının kesinleşmiş olmasının, ilk peşin değerli gelirin (ilk davada hüküm altına alınmayan) kusur farkı nedeniyle kesin hüküm engeli oluşturmayacağının, eldeki davada, sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerinin, artışlardan bağımsız, ayrı bir olgu, ayrı bir değer ifade ettiğinin, davacı Kurum yönünden kazanılmış hak oluşturması ve kesin hüküm nedeniyle olumsuz dava şartı niteliğinde bulunmaması karşısında, mahkemece, Kurumun kusur farkından kaynaklanan bakiye zararının belirlenmesinde, ilk peşin değerli gelirin hüküm altına alınmayan bölümünün kabulü gereklidir.
    Somut olayda, davalının kusurunun %75 olarak belirlendiği ilk davada, talebin % 62,50 olduğu, dolayısıyla hükmedilen miktar içinde bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin (sosyal yardım zamları ile birlikte toplam 13.069,50 TL) %62,50 karşılığı dışında artışlar da bulunduğu, buna göre davacının sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiği gözetilmelidir.
    Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda değerlendirme yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.