11. Hukuk Dairesi 2018/5883 E. , 2019/7048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/09/2018 tarih ve 2018/222-2018/649 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 1999 tarihli tarımsal krediler ikraz sözleşmesini asil borçlu ve müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu kredi sözleşmesine istinaden kefil sıfatı ile Kars 1. İcra Müdürlüğü 2012/1462 ve 2. İcra Müdürlüğü 2012/1261 sayılı icra takipleri yapıldığını, müvekkilinin kendi asli kredi borcunu 2004 yılında yapılandırarak son taksitini Mart 2008"de ödediğini, 5661 sayılı Kanun"a göre bu tip kredi sözleşmelerinin doğan asil borçların 31.12.2007 yılından önce ödenmesi veya yapılandırılıp bu yapılandırma doğrultusunda ödeyenlerin kefalet borcunun sona ereceğini, müvekkilinin de bu Kanun kapsamında anılan takiplerden sorumlu olamayacağını ileri sürerek icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitini ve %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının Kanun kapsamında bir yapılandırmasının bulunmadığını ve kredi borcunu da Mart 2008 tarihinde ödediğini, bu nedenle kefalet borcunun devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; 5661 sayılı Kanun kapsamında tüm borçlarının 31.12.2007 tarihine kadar ödeyenlerin, yapılandıranların aynı sözleşmedeki diğer tarımsal kredi borçlarına olan kefalet sorumluluklarının ödeme tarihi itibariyle son bulacağına dair amir hüküm bulunduğu, 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Kanunda da borç tutarının kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla borcun tasfiye edileceğinin belirtildiği, 6824 sayılı 23.02.2017 tarihli bazı alacakların yapılandırılması Kanununda da 31.12.2017 tarihine kadar asıl borç ve ferileri ödendiğinde kefalet borcundan sorumluluğun kalkacağının düzenlendiği, davacının 31.07.2007 tarihinden çok önce borcunu yeniden yapılandırarak taksitler halinde ödediği ve son borç tutarının 2008 yılının Mart ayında ödemiş olmasının ilgili yasadan yararlandırılmayacağı anlamına gelmeyeceği, Kanunda borçlarını yapılandıranların yararlanabileceğinin açıkça belirtilmiş olduğundan davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığı, bankaların basiretli tacir olmaları nedeniyle usul ve kanunlara riayet edilmeden toplu köy ikrazatı/grup kredisi kullandırdıkları, ilgili kanunlardaki amacın verilen kredilerden dolayı asıl borçların kapatılması ve kefalet sorumluluğunun ortadan kaldırılması olduğu, alacağın likit ve belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının Kars 1. İcra Müdürlüğünün 2012/1462 ve Kars 2. İcra Müdürlüğünün 2012/1261 esas sayılı icra dosyalarından dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.