18. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/609 Karar No: 2016/5337 Karar Tarihi: 30.03.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/609 Esas 2016/5337 Karar Sayılı İlamı
18. Hukuk Dairesi 2016/609 E. , 2016/5337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
..., ..."ın Türk Medeni Kanununun 405. madde çerçevesinde vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği durumunun değerlendirilmesini ihbar etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kısıtlananın eşi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ..., bakmakta olduğu boşanma davasında davalı ..."ın vesayeti gerektiren bir halinin mevcut olduğunun ileri sürülmesi üzerine akli durumunun araştırılarak vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği konusunda bir karar verilmek üzere durumu yetkili vesayet makamına Türk Medeni Kanununun 405/2. maddesi gereğince ihbar etmiş, vesayet makamınca ilgilinin isteği üzerine Türk Medeni Kanununun 408. maddesi gereğince kısıtlama kararı verilmiştir. Karar, kısıtlananın eşi tarafından "ilgili" sıfatıyla temyiz edilmiştir. Kısıtlanması talep edilen hakkında ... Üniversitesi ... Hastanesinin 24.07.2015 tarihli ... numaralı resmi sağlık kurulu raporunda, adı geçenin yapılan muayenesinde, "Türk Medeni Kanununun 405/1’nci maddesinde yer alan vesayeti gerektiren bir halinin mevcut olmadığı, kendi işlerini görebilecek durumda bulunduğu" bildirilmiştir. Hal böyle olmakla birlikte mahkemece, ilgilinin isteği üzerine, duruşmada gözlenen hali de dikkate alınarak Türk Medeni Kanununun 408"nci maddesi gereğince kısıtlama kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 408’nci maddesinde yer alan sebeple, isteğe bağlı olarak kısıtlama kararı verilebilmesi için, "yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebepleriyle kişinin kendi işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat etmiş olması" zorunludur. Şu halde, sözü edilen madde gereğince kısıtlama kararı verilebilmesi için, istek yeterli olmayıp, maddede sayılan kısıtlama sebeplerinin ispat edilmiş olması da gerekir. Kısıtlanması istenilen, 1977 doğumlu olup, fiziksel engelli olduğuna veya ağır bir hastalığının bulunduğuna, bu yüzden kendi işlerini yönetemediğine ilişkin dosyada bir delil ve olgu ve bu yönde alınmış bir rapor bulunmamaktadır. Aksine yukarıda sözü edilen sağlık kurulu raporunda "kendi işlerini görebilecek durumda" olduğu ifade edilmiştir. Rapordaki bu açıklama karşısında, mahkemenin duruşmadaki gözlemi kısıtlama kararı için yeterli sayılamaz. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 408"nci maddedeki şartlar gerçekleşmemiştir. Aynı Yasanın 405/1"nci maddesinde yer alan kısıtlama sebebinin mevcut olmadığı da resmi sağlık kurulu raporuyla saptandığına göre, bu kişi hakkında kısıtlama kararı verilemez. Öyleyse isteğin reddi gerekirken, ilgilinin kendi talebi ve raporla desteklenmeyen duruşmadaki gözleme dayanılarak kısıtlama kararı verilmesi doğru ve isabetli bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.