3. Ceza Dairesi 2019/5165 E. , 2019/13066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adli sicil kaydında tekerrüre esas ilamı bulunan sanık hakkında kurulan hükümde, TCK‘nin 86/2, 62. maddeleri gereğince hükmolunan 3 ay 10 gün hapis cezasının, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerekirken, verilen cezasının, TCK’nin 50/1-f maddesi gereğince 3 ay 10 gün süreyle kamuya yararlı işte çalıştırma seçenek tedbirine çevrilmek suretiyle TCK"nin 58/1. maddesinde belirtilen tekerrür hükümlerinin uygulanma imkanının ortadan kaldırılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahalli mahkemece müştekinin, sanığı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı sabit görülerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, evlilik meselesinden çıkan tartışmanın karşılıklı kavga şeklinde devam ettiği olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanların bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında kasten yaralama suçundan TCK’nin 86/2, 62, 50/1-f maddeleri gereğince verilen 3 ay 10 gün hapis cezasının aynı süreyle kamuya yararlı işte çalıştırma seçenek yaptırımına çevrilmesine ilişkin verilen kararda,
5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un sistematiğinde kısa süreli hapis cezasının “seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi hükmü kuran mahkemenin takdirindedir. Mahkeme bu takdir yetkisini, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre kullanacaktır.
Konu ile ilgili olarak madde metninde kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilmesi için kişinin daha önce suç işlememiş olması bir şart olarak aranmamaktadır. Başka bir anlatımla kişinin daha önce suç işlemiş olması, bilahare işlediği suçtan dolayı mahkum olduğu kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesine mutlak bir engel teşkil etmemektedir. Hakim kişinin daha önce işlemiş olduğu, suçu, bu suçun cinsini, bu suçtan dolayı hükmolunacak cezayı, bu cezanın seçenek yaptırımlardan birine çevrilmiş olup olmadığını, ertelenmiş olup olmadığını, suçlunun kişiliği ile ilgili olarak değerlendirecektir.
Kanun koyucu Türk Ceza Kanun’un 58/1. maddesinde tekerrürü kural olarak benimsedikten sonra tekerrür şartlarını açıklarken aynı maddenin 3.fıkrasında seçimlik ceza olarak öngörülen suçlar yönünden bir sınırlama getirmiş, yine aynı Kanun’un 50/2. maddesinde de seçimlik cezalardan hapis cezayı tercih edildikten sonra, açıkça artık bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği hükmünü getirmiş diğer seçenek yaptırımlarla ilgili bir yasaklamayı bilinçli olarak öngörmemiştir. Aksi kabul kanunda olmayan bir hususun ihdası anlamına gelecektir. (Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler Prof. Dr. Mahmut Koca, Prof Dr. İlhan Üzülmez sayfa 532) Kanun koyucu tarafından 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’unda tekerrür şartlarının varlığı halinde kısa süreli hapis cezalarının tedbire çevrilmesi yasaklanmadığından kanun koyucunun öngörmediği bir şekilde TCK’nin 58. maddesindeki metnin sanığın aleyhine yorumlanarak kanunda olmayan bir husus ihdas edildiğinden; çoğunluğun bu hususundaki görüşüne katılmıyorum.