11. Hukuk Dairesi 2019/206 E. , 2019/7046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/10/2017 tarih ve 2016/1081 E.- 2017/918 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/09/2018 tarih ve 2018/89 E.- 2018/1406 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, davalı şirketin 03.08.2015 tarihli genel kurul toplantısında sermayesinin 1.000.000,00 TL"den 2.000.000,00 TL"ye arttırılmasına karar verilerek kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davalı şirketin tarafından 01.06.2016 tarihinde genel kurul yapılması çağrısında bulunduğunu, müvekkilinin, temsilcisi vasıtasıyla genel kurul toplantısına katıldığını, 01.06.2016 tarihli genel kurulda gündemde olmayan sermaye artışına ilişkin olarak kalan bedelin 2016 yılının 30 Haziran, 30 Ağustos ve 30 Ekim tarihlerinde ödenmesine karar verildiğini, anılan kararın müvekkiline karşı kötü niyetle ve art niyetle alındığını, müvekkilinin diğer ortaklara yasanın kendisine tanıdığı haktan yararlanmak istediğini açıkça ifade etmesine rağmen onun yokluğunda ödemenin dar bir zaman dilimine sıkıştırılmak suretiyle ödeme yapılmasına ilişkin karar alınmasının müvekkilini zor durumda bırakmak gayesini taşıdığını, TTK"nın 344. maddesi 24 ay zaman dilimi tanımış iken ödemeyi 5 aya sığdırmanın müvekkili için ödeme sıkıntısı yaratarak ortaklıktan çıkarmak için sebep oluşturma amacına yönelik olduğunu, davacının kendisine tanınan haktan vazgeçtiğine yönelik icazetin ya da feragatinin bulunmadığını, karara açıkça muhalefet ettiğini ancak şerh yazısının tutanağa işlenmediğini ileri sürerek davalı şirketin 01.06.2016 tarihli genel kurul kararının sermaye artışına ilişkin olarak ödeme takviminin düzenlendiği 3 numaralı maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, şirketin mali müşaviri tarafından hazırlanan 2015 yılı sonu 31.03.2016 tarihli ara bilanço ile şirketin borca batık olduğu tespit edilip davacının temsilcisi mali müşavir ..."a bildirildiğini, davacının keyfi olarak sermaye borcunu ödemek istemediğini, davaya konu genel kurula katılan davacı temsilcisinin karara muhalif olduğunu, ancak muhalefet şerhini yazmadığını, yalnız olumsuz oy kullanmakla yetineceğini bildirdiğini, 6102 sayılı TTK"nın 376. maddesi kapsamında şirketin borca batıklığı nedeniyle gerek iktifa kararının alınması, gerekse sermaye artış kararı nedeniyle mali durumun iyileştirmesi zorunluluğunun genel kurula önerildiğini, bu önerinin %80,62 oy çokluğu ile kabul edildiğini, dava konusu genel kurul kararının aynı zamanda sermayenin tamamlanmasına yönelik zorunluluğun gereği olduğunu, aksi halde şirketin yasa gereği sona ereceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın 11.10.2017 tarihli duruşmada davacının taahhüt ettiği sermaye borcunun kalanını ödediğini bildirerek 07.08.2017 tarihli ödeme dekontunu ibraz ettiği, dava konusu genel kurul kararının iptal edilmesinde hukuki yararının kalmadığı, sermaye artırımına ilişkin kararların ve taahhüt edilen sermayenin ödeme sürelerinin şirketin kuruluşundaki hükümlere tabi olduğu, TTK 585 yollaması ile TTK 344. maddesi gereğince esas sermayenin artırılmasına ilişkin taahhütlerin yasaya uygun olarak en az %25"inin sermaye artırımının tescilinden önce, gerisinin de tescili izleyen 24 ay içinde ödenmesi gerektiği, yasaya aykırı olarak alınan kararların geçersiz olduğu, dava konusu sermaye artırımına ilişkin kararın 11.08.2015 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, genel kurul kararına göre son taksidin 30.10.2016 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, genel kurul kararlarının yasaya aykırı olamayacağı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığında, haklılık durumuna göre davacı yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, dava konusu kararın ortaklardan davacının vekilinin muhalefeti ile %80,62 oranında oy çokluğu ile kabulüne karar verildiği, toplantı tutanağında davacı temsilcisinin muhalefet şerhinin yazılı olmadığı, davacının muhalefet şerhi içeren yazının toplantı tutanağına işlenmediğine dair iddiasını ispata yarar delilin bulunmadığı, davalı tanığının anlatımı dikkate alınarak böyle bir engellemenin bulunmadığı, bu nedenle dava konusu genel kurul kararının iptalinin istenemeyeceği, dava şartının bulunmadığından dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.