Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10475 Esas 2016/10422 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10475
Karar No: 2016/10422
Karar Tarihi: 07.12.2016

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10475 Esas 2016/10422 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların işyerinde bulunan halıları gizlice çıkartıp işlemden geçirmeleri ve daha sonra hırsızlık malını kabul etme suçundan ayrı soruşturma yürütülen birine göndermeleri sonucu, iştiraken hırsızlık suçunu işledikleri iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklar, TCK'nın 155/2, 62/1, 52/2, 53/1-c, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 1.660.00 TL adli para cezası, hak yoksunluğu ve mahsuba mahkum edildi. Mağdurun temyiz isteği reddedilirken, sanıkların temyiz itirazları da reddedilerek hükümlerin onanmasına karar verildi. Kararda, sanıkların zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
TCK'nın 155/2 maddesi, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmayı suç saymaktadır.
TCK'nın 62/1 maddesi, hapis cezasının bir yıl altında olması halinde adli para cezası verilmesini düzenlemektedir.
TCK'nın 52/2 maddesi, hırsızlık suçu işleyen kişinin, hırsızlık malının elinde bulundurulması durumunda hapis cezasına çarptırılacağını belirtmektedir.
TCK'nın 53/1-c maddesi, hırsızlık malının elde bulundurulduğuna dair şüphe duyulması halinde, suçun işlenmesinde parmağı olan kişilerin cezalandırılacağını hükme bağlamaktadır.
TCK'nın 63. maddesi ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmektedir.
23. Ceza Dairesi         2015/10475 E.  ,  2016/10422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62/1, 52/2, 53/1-c, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 1.660.00 TL adli para cezası, hak yoksunluğu, mahsuba ilişkin

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Mağdur ..."ın işyerinde toplamış olduğu Isparta halılarını işlemden geçirerek boyama işi yapıp ihraç ettiği, aynı işyerinde sanık ..."ın müdür olarak çalıştığı diğer sanık ..."ün de bu işyerinde daha önce bir müddet çalıştığı ve sanık ..."ın köylüsü olması dolayısıyla tanışan sanıkların işyerinde bulunan ve mağdurun beyanına göre 1000 adet, sanıkların ikrarlarına göre ise 500-600 adet halı ve 90 adet kilimi gizlice işyerinden çıkartıp, boyatma işleminin akabinde hakkında hırsızlık malını kabul etme suçundan ayrı soruşturma yürütülen ..."a gönderdikleri, mağdurun merkezi İstanbul"da bulunan şirketlerine yine kendilerine ait halıların getirilmesi üzerine olayı araştırdığında olayın ortaya çıktığı, sanıkların birlikte hareketle değişik zamanlarda işyerinde bulunan halıları güvenlik kamerasını kapatmak suretiyle geceleyin boşalttıklarını ikrar ettikleri bu suretle sanıkların iştiraken hırsızlık suçunu işledikleri iddia olunan olayda,
    1- Mağdur vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
    01/03/2013 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçtiğini duruşmalara da katılmak istemediği belirten dolayısıyla katılan sıfatını almamış olan mağdur ..."ın ve onun adına vekilinin hükmü temyiz etme hak ve yetkileri bulunmadığından, mağdur vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun"un 6237 sayılı Kanun"un 33. madddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE ,
    2- Sanıkların temyizi yönünden yapılan incelemede;
    İddia, sanıkların ikrar içeren savunmaları, mağdur ve vekilinin beyanları, tanık anlatımı, CD izleme tutanağı, sanık ..."ın işyeri müdürü olduğuna ilişkin noter vekaletnamesi ile imza sirküsü ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların iştiraken hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair mahkeme kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda suça konu halı-kilimleri parti parti olmak üzere birden fazla kez mağdurun işyerinden götürmeleri karşısında haklarında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.