11. Hukuk Dairesi 2018/5777 E. , 2019/7043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/06/2016 tarih ve 2015/134-2016/193 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı kurum vekili tarafından istenilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “STAR” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2013/58331 sayılı "STARLOUNGE" ibareli, 35, 38 ve 41.sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, anılan başvuruya iltibas ve tanınmışlık vakıa ve hukuki sebeplerine dayanarak itirazda bulunulduğunu, itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından 2014/M-16901 sayılı kararla reddedildiğini, başvurunun tescilinin müvekkilinin tanınmışlık vasfı olan STAR esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek YİDK’nın 2014/M-16901 sayılı kararının iptalini, davaşı şirkete ait başvuru markasının tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının “STAR” esas ibareli markalarının 35, 38 ve 41. sınıflarda somut ve soyut anlamda ayırt edici nitelikte olduğu, özellikle televizyon yayıncılığı alanında kullanıldığı ve tanınmış marka vasfını kazandığı, STAR ibaresinin davalı marka başvurusunda aynen yer aldığı, LOUNGE ibaresinin yeterli ayırt edicilik katmadığı, taraf markalarının 35, 38 ve 41.sınıftaki hizmetleri içerdiği, başvuru konusu hizmetlerin davacı markasının kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı dağıtım kanallarına tabi olması, benzer ihtiyaçları gidermeleri, birbirleri yerine ikame edilebilme olanaklarının bulunması ve özellikle işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin iltibas kavramı içerisine dahil edilmesi karşısında davalı markası ile davacı markalarının kapsamındaki hizmetlerin aynı tür sayılmalarının zorunlu bulunduğu, markalar arasındaki benzerlik nedeniyle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davalı marka tescilinin davacı markasının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı, davacı markalarının elde ettiği bilinirlikten haksız yarar sağlayabileceği, ayırt edici gücünun zayıflayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nın 2014/M-16901 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi bakımından iptaline, davalı şirkete ait 2013/58331 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı kurum vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı kurum vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.