Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5207
Karar No: 2018/5551
Karar Tarihi: 25.06.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/5207 Esas 2018/5551 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/5207 E.  ,  2018/5551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Davacı, Asıl ve birleşen davaların davacısı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ... ve davalılardan Kurum ile .... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava, davacının 07.04.1999-15.03.2004 tarihleri arasında davalı ... Bakanlığına bağlı ... Merkez İlköğretim Okulunda geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Somut olayda, davacı adına .... sicil numaralı davalı okul işyerinden 06.09.1999-30.06.2000; 02.11.2000-10.04.2001; 11.10.2001-05.06.2002; 17.02.2003-30.05.2003 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yaz ayları dışında davalı okulda çalıştığı kabul edilerek eksik bildirilen sürenin hesaplandığı belirtilmişse de tespit edilen gün sayılarının hatalı olduğu; 01.01.2001-10.04.2001 tarihleri arasında çalıştığının kabul edildiği, bu tarihler arasında eksik bildirim olmadığı halde 20 gün eksik bildirim olduğu; 0.01.2003-17.02.2003 tarihleri arasında çalıştığının kabul edildiği ve eksik gün sayısı daha fazla olduğu halde 34 gün olarak kabul edildiği; 17.02.2003-01.05.2003 tarihleri arasında eksik bildirim olmadığı halde 14 gün eksik gün belirlendiği anlaşılmış olup hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması ayrıca ihtilaflı dönemde ilköğretim okullarında hangi tarihlerde eğitim öğretim yapıldığı Milli Eğitim Bakanlığından sorulmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    Yapılacak iş, ...’ndan ihtilaflı dönemde ilköğretim okullarında hangi tarihlerde eğitim öğretim yapıldığı, yaz tatilinin hangi tarihlerde başlayıp sona erdiği sorularak, davacının davalı okuldan bildirilen sigortalılık süreleri dışında ve yaz tatilleri haricinde, 15.08.2003 tarihine kadar çalıştığının kabulü ile eksik sigortalılık süresi belirlenerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
    25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi