5. Hukuk Dairesi 2016/8699 E. , 2017/18962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davanın derdestlik dava şartı yokluğundan reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Aynı kamulaştırma kapsamında aynı taşınmazın başka paydaşlarına karşı açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/161Esas-2014/37Karar sayılı dava dosyasında 04.05.2012 değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın m2"sine 300,00-TL değer biçildiği ve bu metrekare bedelinin Dairemizin 2015/26563Esas -2016/6319Karar Sayılı ilamı ile denetimden geçtiği gözetilerek, 2 yıl sonra açılan eldeki davada 14.04.2014 değerlendirme tarihi itibariyle taşınmaza 250,00-TL/m2 değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro
parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Yapılan incelemede ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/161Esas-2014/37Karar sayılı dava dosyasında davalılar ..., ... ve ..."a murisleri ..."dan intikal eden 6160/258048 pay için dava açıldığı ve mahkemece sadece bu payın bedeline hükmedildiği, tapu maliki olan kök muris ..."e ait ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/1037Esas - 1992/44Karar sayılı veraset ilamına göre adı geçen davalıların dava konusu taşınmazda ayrıca 6160/258048"er hisselerinin bulunduğu ve eldeki davanın bu paylar için açıldığı anlaşıldığından, bu davalılar yönünden de işin esasına girilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde haklarındaki davanın derdestlik dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi,
3)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik durumu ve havza içi konumu dikkate alındığında, bu bölümde değer azalışı olacağı gözetilmeden, yazılı şekilde, değer kaybı verilmeyerek aza hükmedilmesi,
4)Dava konusu taşınmazın 2.081,70 m2"lik kısmı kamulaştırıldığı ve mahkemece bu bölümün bedeline hükmedildiği halde, taşınmazın tamamının tapu kaydının iptaline ilişkin hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.