12. Ceza Dairesi 2019/13380 E. , 2020/520 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05.03.2019 tarihli ve 2019/22856 soruşturma, 2019/11841 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.06.2019 tarihli ve 2019/3065 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut soruşturma dosyasında, müştekinin Topkapı Koç Üniversitesi Hastanesine iş başvurusu yaptığı, olay günü iş elbiselerini almak için saat 10:30"da anılan hastaneye gelerek görevli olan şüpheli ile buluştuklarını, kendisine iş elbiselerini şüphelinin denemesi için verdiğini, almış olduğu elbiseleri başka bir odada denemesi için mutfak bölümünde bir odaya götürdüğünü, odaya elbiselerini denemek için girdiğinde video kaydı yapan bir cep telefonu gördüğünü, alıp kontrol ettiğinde 2 dakikalık kendisinin üzerini değiştirdiği esnada çekim yapılan videonun olduğunu gördüğünü, o anlık sinirle videoyu sildiğini, daha sonra şüphelinin yanına giderek “sen ne yapıyorsun” diye sorduğunu, şüphelinin de cep telefonunun kendisine ait olduğunu, şarjda takılı vaziyette olduğunu, herhangi bir görüntü kaydı çekimi yapmadığını söylediğini belirttiği, olayla ilgili olarak şüphelinin kollukta alınan savunmasında ise müştekinin üzerini değiştiği odada cep telefonunun şarjda takılı olarak bulunduğunu beyan ettiği, telefonunun olay sonrası güvenlik görevlilerine teslim edildiğini belirttiği ve suçlamayı kabul etmediği olayla ilgili olarak,
Şüpheli ve müşteki şahsın olay öncesi ya da sonrası herhangi bir tanışıklıklarının bulunmaması, bu bağlamda müştekinin şüpheliye iftira atmasını gerektirecek bir durumun mevcut olmaması, diğer taraftan şüphelinin, kendisine ait cep telefonunun bulunduğu bir odaya müştekiyi yönlendirmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yine, suçun işlendiği tarih ve saatte olay yerinde kamera kaydının olup olmadığının araştırılmaması, silindiği iddia olunan görüntülerin teknik bilirkişi marifetiyle tekrar yüklenip yüklenemeyeceği de araştırılmaksızın müştekinin iddiaları kapsamında şüpheli hakkında benzer suçtan soruşturma ve kovuşturma kaydının bulunup bulunmadığı sorgulanarak, var ise dosyaların celbi ile incelenmesi sonucu bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 28.11.2019 tarihli ve 94660652-105-34-13503-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.12.2019 tarihli ve 2019/120746 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçinin, 07.02.2019 günü saat 10:30 sularında, iş elbiselerini denemek için girdiği odada, şüpheli tarafından, kamera fonksiyonu açık halde bırakılan cep telefonu ile fiziksel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerinin rızasına aykırı şekilde kaydedildiği iddiasıyla başlatılan soruşturma esnasında, şikayetçi tarafından silindiği iddia olunan görüntülerin teknik bilirkişi marifetiyle tekrar yüklenip yüklenemeyeceği ve suçun işlendiği saatte olay yerinde kamera kaydının olup olmadığı araştırılmamış ise de, aradan geçen zaman dilimine nazaran, gelinen aşamada, şüpheliye ait cep telefonunda olay tarihindeki mevcut hali ile inceleme yapılması ve suçun işlendiği saatte mevcut kamera görüntülerinin tespit edilmesi olanağı bulunmadığı gibi, şikayetçinin, şüpheliye ait cep telefonu ile gizlice çekildiğini iddia ettiği görüntülerini o an silmesi nedeniyle toplanması muhtemel delilin kaybına da kendisi neden olduğu, ayrıca şüpheli hakkında benzer suçtan soruşturma ve kovuşturma kaydının bulunup bulunmadığının şüpheliye isnat edilen eylemin sübutuna hiçbir katkı sağlamayacağı, dolayısıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05.03.2019 tarihli ve 2019/22856 soruşturma, 2019/11841 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.06.2019 tarihli ve 2019/3065 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.06.2019 tarihli ve 2019/3065 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.