Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11660 Esas 2020/1745 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11660
Karar No: 2020/1745
Karar Tarihi: 05.03.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11660 Esas 2020/1745 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet kararını inceledi ve istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz edenin duruşmalı inceleme talebi reddedildi ve dosya incelendi. Mahkeme, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı sonucuna vardı. Ancak, Anayasa'nın 138/1. maddesi ve TCK'nın 61/1. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi kabul edilip, TCK'nın 61/3. maddesine muhalefet edilerek alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle fazla ceza verildiği belirtildi. Bu nedenle, mahkumiyet kararı bozuldu ve dosya İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Kararda, TCK'nın 314/2, 62, 53 ve 58/9 maddeleri, TMK'nın 5/1 maddesi ve CMK'nın 299. ve 302/2. maddeleri geçmektedir.
16. Ceza Dairesi         2019/11660 E.  ,  2020/1745 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, TMK"nın 5/1, TCK"nın 62, 53 ve 58/9 maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararının istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi kabul edilip, TCK"nın 61/3. maddesine muhalefet edilerek alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.