16. Hukuk Dairesi 2016/6658 E. , 2019/3407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 203 ve 204 parsel sayılı 1.856.125,00 ve 516.625,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve müşterekleri adına hisseleri oranında tespit edilmişlerdir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtlarının miktar fazlası bölümlerinin adına tescili istemiyle dava açmıştır. Kadastro tespitinden önce davacı ... tarafından davalı ... aleyhinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan el atmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve Hazinenin açmış olduğu tespite itiraz davası ile birleştirilmiştir. Mahkemece, usule ilişkin Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağında adları gösterilen kişiler adına yazılı payları oranında tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi kapsamında re"sen araştırma ilkesine tabi kadastro tespitine itiraz davasıdır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitine esas alınan 14.04.1939 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve çekişmeli taşınmazları kapsadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, çekişmeli her iki taşınmazın kadastro tespitine esas alınan tüm tapu kayıtları tesislerinden itibaren revizyon bilgileri ile birlikte dosyaya getirtilmediği gibi, yapılan keşifte dinlenen tek mahalli bilirkişinin yetersiz beyanına dayalı olarak karar verilmiş olması nedeniyle kayıt uygulaması yöntemine uygun olmayıp, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu tür eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazların tespitlerine esas alınan tüm tapu kayıtları tesislerinden itibaren revizyon bilgileri ile birlikte, çekişmeli taşınmazlara komşu olan tüm taşınmazların kadastro tutanak örnekleri varsa dayanağı belgeler ile birlikte getirtilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahalli bilirkişiler, sağ olan tespit bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları, uzman fen ve ziraatçı bilirkişiler hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları, varsa revizyon gördüğü taşınmazlar da dikkate alınmak suretiyle yerel bilirkişi yardımı ve uzman fen bilirkişisi eliyle yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği gözetilmeli, haritası bulunmayan kayıtlardaki sınırların tespiti bakımından mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin mahalli bilirkişi ve tanık sözleri, çekişmeli taşınmazlara dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığının ya da kısmen uyduğunun anlaşılması halinde miktar fazlası bölümler yönünden zilyetlik araştırması yapılmalı, bu kapsamda; zilyetliğin öncesinde kimde olduğu, kimden kime intikal ettiği, başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hususlarında mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, tespit tutanakları içeriğine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde sağ olan tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, ziraatçı bilirkişiden; taşınmazların fotoğraflarının da yer aldığı, mevcut ve geçmişteki nitelikleri, üzerlerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı, ne kadar süredir ne şekilde kullanıldıkları hususlarında komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir ayrıntılı ve gerekçeli raporlar alınmalı, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13 ve 14. maddesindeki hükümler gözetilerek ve kadastro tespitinin tutanağın malik hanesi açık bırakılmak suretiyle yapılmış olması nedeniyle mahkemece malik hanesinin 3402 sayılı Kanun"un 30. maddesi gereğince mahkemece re"sen doldurulacağı da göz önüne alınmak ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.