Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/13239
Karar No: 2020/517
Karar Tarihi: 15.01.2020

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13239 Esas 2020/517 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/13239 E.  ,  2020/517 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği

    Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.05.2018 tarihli ve 2018/15577 soruşturma, 2018/13008 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25.07.2018 tarihli ve 2018/4255 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda, müşteki ..."in şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/67602 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sırasında..., ... ve ...n"ın tanık sıfatıyla beyanları alındığı ve şüpheliler hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, bilahare müşteki vekilinin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu 19.03.2018 tarihli şikayet dilekçesinde, tanıklar Ferhat ve Fevzi"nin beyanlarını değiştirmeleri için şüphelilerin baskı yaptıklarını, tanık Yaşar Can"ı ise öldürmekle tehdit ettiklerini ve bu şekilde tanığı etkilemeye teşebbüs ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediklerini ifade etmesi üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, isnat edilen eylem nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 277. maddesinde yer alan tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan soruşturma yapıldığı ve bu suçun oluşması için görülmekte olan bir davada eylemin gerçekleşmesi gerektiği, dolayısıyla atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de; anılan kararın tasnifler kısmında suç olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 288. maddesinde yer alan adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu yazılmasına karşın, kararın içeriğinde açıklandığı üzere eylemin tanığı etkilemeye teşebbüs suçuna temas ettiği; ancak, suçun unsurlarının oluşmadığının belirtildiği, gerçekten de 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 277. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için görülmekte olan bir dava olması gerektiği; ancak, atılı eylemin soruşturma aşamasında gerçekleştiği, öyle ise anılan Kanun"un 288. maddesinde açıkça belirtildiği üzere soruşturma aşamasında tanığı hukuka aykırı bir şekilde etkilemek için alenen sözlü beyanda bulunan kişinin adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlemiş olacağı ve esasen Cumhuriyet savcısının hukuki nitelendirme ile de bağlı olmadığı nazara alındığında, yanılgılı hukuki tasnif sonucu suçun yasal unsurları oluşmadığından bahisle ve diğer taraftan şikayet dilekçesinde diğer tanık Yaşar"ın ifadesini değiştirmesi için ölümle tehdit edildiğinin de ifade edilmesine karşın bu yönden de herhangi bir soruşturma yapılmadan eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 25.12.2018 tarihli ve 94660652-105-34-12467-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2019 tarihli, 2019/305 sayılı ihbarnamesi ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 30.09.2019 tarihli, 2019/991 esas, 2019/11550 karar sayılı görevsizlik kararı ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    İncelenen dosyada; şikayetçi ... vekili tarafından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 19.03.2018 tarihli dilekçede; şüpheliler ... ve ... hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/67602 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma esnasında, şüphelilerden ...’nın, 31.01.2017 tarihinde bir kafede buluştuğu tanıklar ... ve ...’ı, ilk ifadelerini değiştirmeleri konusunda baskı altına aldığı, aynı şüphelinin 01.06.2017 tarihinde anılan soruşturmada tanık olarak ifadesi alınan Yaşar Can"ı ölümle tehdit eylemine yönelik olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2017 tarihli iddianamesi ile var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak tehdit suçundan dava açıldığı gibi, tanık Yaşar Can’ın da ölümle tehdit edilmek suretiyle onu etkilemeye teşebbüs edildiği, şüpheli ...’nın ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/67602 soruşturma sayılı dosyasındaki diğer şüpheli olup, baştan beri diğer şüpheli ... ile birlikte hareket ettiği açıklamalarına yer verilerek, şüpheliler ... ve ...’nın TCK’nın 37. maddesindeki iştirak hükümleri nazara alınıp, TCK’nın 277/1-2. madde ve fıkralarındaki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs ile aynı Kanun’un 288/1. madde ve fıkrasındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından dolayı her tanık yönünden ayrı ayrı üçer kez cezalandırılmalarının talep edildiği, 19.03.2018 tarihli şikayet dilekçesinde suçların isminin tanığı etkilemeye teşebbüs, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve suç tarihinin 31.01.2017 olarak gösterildiği,
    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2018 tarihli yazısı üzerine UYAP üzerinden gönderilen Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/358 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 21.07.2017 tarihli, 2017/67602 soruşturma, 2017/20930 esas, 2017/2819 numaralı iddianamesi ile şüpheliler ... ve ...’nın şikayetçi ...’e yönelik olarak 24.11.2011 tarihinde TCK’nın 158/1-d madde, fıkra ve bendindeki nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği ve anılan iddianamenin 15.08.2017 tarihinde kabul edilerek, dosyanın Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/358 esas sırasına kaydedildiği, 22.11.2017 ve 09.02.2018 tarihlerinde yapılan ilk iki oturumun ardından duruşmanın 10.05.2018 tarihine bırakıldığı,
    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 23.05.2018 tarihinde tanık olarak ifadesi alınan Fevzi Köseoğlu ile 25.05.2018 tarihinde tanık olarak ifadesi alınan Ferhat Arslan’ın; şüphelilerden ... ve onun avukatı ile birlikte 31.01.2017 tarihinde bir kafede görüştüklerini, şüpheli ...’nın önceki ifadelerini değiştirerek kendisi lehine ifade vermelerini istediğini ve herhangi bir zorlamada bulunmadığını, kendilerinin ise ifadelerini değiştirmeyeceklerini söylediklerini, diğer şüpheli ...’yı hiç tanımadıklarını beyan ettikleri,
    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda; “Müşteki vekili 20/03/2018 tarihli başvurusuyla, şüpheliler ile müştekinin taraf olduğu dolandırıcılık suçlamasına ilişkin yürütülen soruşturma aşamasında, ... ve ..."nun tanık olarak dinlendiklerini, şüphelilerin, ifade sonrası adı geçen tanıklara, ifadelerini değiştirmeleri yönünde baskı yapmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediklerini ileri sürmüşse de, tüm evrak kapsamıyla, isnat edilen eylemin, TCK"nın 277. maddesinde düzenlenen tanığı etkilemeye teşebbüs suçu kapsamında kaldığı, söz konusu yasa maddesi ile, soruşturma aşamasında gerçekleşen eylem de cezalandırılırken, 03/11/2016 tarihinde yapılan yasa değişikliği ile soruşturma aşamasında gerçekleşen tanığı etkilemeye teşebbüs eyleminin suç olmaktan çıkarıldığı, yerine, ‘görülmekte olan dava’ ibaresinin getirildiği, suçlamaya konu eylemin ise soruşturma aşamasında gerçekleştiği ve yaptırıma bağlanmadığı anlaşıldığından...” ibarelerine dayalı olarak şüpheliler hakkında 30.05.2018 tarihli ve 2018/15577 soruşturma, 2018/13008 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda suçun isminin adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve suç tarihinin 31.01.2017 olarak yazıldığı,
    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.05.2018 tarihli ve 2018/15577 soruşturma, 2018/13008 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik şikayetçi ... vekili tarafından 11.06.2018 tarihli dilekçe ile itirazda bulunulduğu, şüphelilerin TCK’nın 277/1-2. madde ve fıkralarındaki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturmadığı değerlendirilen eylemlerinin, aynı Kanun’un 288/1. madde ve fıkrasındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi, şikayet dilekçelerinde yer alan tanık Yaşar Can’a yönelik tehdit ve baskı girişimi değerlendirilmediği gibi, adı geçen tanığın ifadesinin alınmaması nedenleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasının talep edildiği,
    Şikayetçi vekilinin itirazının, “Tüm soruşturma dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde; itirazın yasal süresi içerisinde bulunduğu anlaşılmakla birlikte, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın delillere, oluşa, eylemin niteliğine ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesine dayalı olarak mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25.07.2018 tarihli ve 2018/4255 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
    28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 69. maddesi ile TCK"nın 277. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “veya yapılmakta olan bir soruşturmada,” ve “şüpheli veya” ibarelerinin madde metninden çıkarılması nedeniyle yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunun oluşabilmesi için, “yapılmakta olan bir soruşturma” değil, “görülmekte olan”, yani; “mahkeme esasına kaydedilmiş ve henüz sonuçlanmamış” bir dava bulunması gerekir.
    TCK’nın 288/1. madde ve fıkrasındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun oluşabilmesi için ise, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye yönelik sözlü ya da yazılı beyanın, “aleni”; yani, “belirsiz sayıda kişi tarafından algılanabilir” olması gerekir.
    Özetlenen dosya kapsamı ve yasal düzenlemeler uyarınca, şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma esnasında gerçekleştiği ifade edilen ve bu sebeple TCK"nın 277. maddesindeki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturmadığı anlaşılan şüphelilerin bir kafede söyledikleri iddia olunan tanıkları etkilemeye yönelik sözlerinin, TCK’nın 288/1. madde ve fıkrasında düzenlenen adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun “alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunma” ögesini de taşımadığı, şüphelilerden ...’nın 01.06.2017 tarihinde tanık ..."ı ölümle tehdit eylemine yönelik olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2017 tarihli iddianamesi ile var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak tehdit suçundan dava açıldığı gibi, şüphelilerin TCK’nın 277/1-2. madde ve fıkralarındaki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs ile aynı Kanun’un 288/1. madde ve fıkrasındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından dolayı cezalandırılmalarının talep edildiği şikayet dilekçesinde tanık ..."a yönelik başkaca bir tehdit iddiasına da yer verilmediği, dolayısıyla Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.05.2018 tarihli ve 2018/15577 soruşturma, 2018/13008 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25.07.2018 tarihli ve 2018/4255 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 25.07.2018 tarihli ve 2018/4255 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi