15. Hukuk Dairesi 2016/1038 E. , 2017/1123 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ivazlı olarak yapılan alacağın temliki sözleşmesindeki temlik bedelinin ödenmediğini ve Büyükçekmece İcra Müdürlüğü"nün 2012/10008 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı temlik bedelinin villaların satış halinde ödeneceğini, villaların henüz satılmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece villaların satışı gerçekleşmediği ve davanın erken açıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 162 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve ivazlı olarak yapılan alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK"nın 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
Taraflar arasındaki sözleşmede davacının eser sözleşmesine dayalı olarak ..."dan olan 2.500.000,00 TL alacağının 2.500.000,00 TL ivaz karşılığı davalıya temlik edildiği, temlik bedelinin villaların satışında ödeneceği ve bu sözleşmenin davalı ile dava dışı ... arasında teati edilen sözleşmenin imzalanmasıyla yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır. Teatisinden söz edilen ve varlığından tarafların haberdar olduğu sözleşmenin de daha sonra imzalandığı ve bu sözleşmede villaların satışının 24 ay içinde gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme koşula bağlanmış sözleşme olup iki ayrı koşula bağlanmıştır. Birinci koşul sözleşmenin kurulmasına ilişkin olup davalı ile ... arasında villaların satışına ilişkin sözleşme imzalanması halinde bu sözleşmenin hüküm ifade edeceği karalaştırılmış olup bu şart gerçekleştiğinden ifası mümkün geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulmuştur. İkinci şart ise temlik bedelinin ödeme borcuna ilişkin olarak villaların satışı gerçekleştiğinde temlik bedelinin ödeneceği olup villaların satışı gerçekleşmediğinden bu şartın henüz gerçekleşmediği ileri sürülmüş ve mahkemece de şartın gerçekleşmediği kabul edilerek erken açılan davanın reddine karar verilmiştir.
GK ./..
s.2
15.H.D.
2016/1038
2017/1123
Şarta bağlı sözleşmeler BK"nın 149 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir akdîn mevzuunu teşkil eden borcun mevcudiyeti, meşkuk bir hâdisenin tahakkukuna talik edilmiş ise o akit şarta bağlı akit olur (BK 149/1). İki taraf hilâfını kast etmedikleri halde şarta bağlı akit, ancak şartın tahakkuku ânından itibaren hüküm ifade eder (BK 149/2). Şartın tahakkukuna iki taraftan biri hüsnü niyet kaidelerine muhalif bir hareketle mâni olursa, o şart tahakkuk etmiş addolunur (BK 154/1). Sözleşmenin yorumu yapılırken BK"nın 18. maddeden yararlanılması gerekir. Bu maddeye göre sözleşme şartlarının tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakikî ve müşterek maksatlarını aramak lâzımdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı ile dava dışı ... arasında teati edilen ve yapılacağı düşünülen sözleşmeye bağlı olarak imzalandığı anlaşılmış olup temlik bedelinin villaların satışında ödeneceği kararlaştırılırken o sözleşmede villaların 24 ay içinde satışının gerçekleşeceği hükmüne dayanılarak koşulun belirlendiği ve bu koşulun en geç 24 ay içinde gerçekleşmesinin öngörüldüğü kabul edilmelidir. Bu sözleşme daha sonra imzalanmış ise de teati edildiğinden söz edildiğinden varlığından tarafların haberdar olduğu ve aralarındaki sözleşmenin hüküm ifade edebilmesi bu sözleşmenin imzalanması koşuluna bağlı tutulan bu sözleşme hükümleri de değerlendirilerek taraflar arsındaki sözleşmede belirtilen villaların satışı koşulunun kapsamının belirlenmesi gerekir.
Taraflar arasında imzalanan 18.01.2008 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde villa satışlarının gerçekleşmesinden sonra beher villaya ait bedelin alıcıdan tahsili ile davacı taşerona ödeneceği kararlaştırılmış ise de davacı, süresiz olarak villaların satışını beklemek zorunda olmayıp, makul süreden sonra satış gerçekleşmese dahi bedeli isteyebilir. Davalı ile dava dışı asıl iş sahibi arasında imzalanan 19.03.2008 tarihli protokolün 6. maddesine göre satışların 24 ay içerisinde Eston Yapı A.Ş. tarafından gerçekleştirileceği kararlaştırıldığından bu sürenin makul süre olarak kabulü gerekir. Söz konusu protokolün yapıldığı 18.03.2008 tarihinden itibaren 24 aylık süre 18.03.2010 tarihinde dolmasına rağmen davacı alacağı ödenmediğinden villalar satılmamış olsa dahi alacak istenebilir hale gelmiş sayılması ve işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.