17. Hukuk Dairesi 2019/6168 E. , 2020/8865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde dahili davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan ... adına kayıtlı olan ve mülkiyeti davalılardan ..."ya ait olan ve yine davalılardan ... yönetimindeki aracın 08.01.2005 tarihinde Elmadağ caddesi üzerinde seyrederken viraja sert ve hızlı girerek direksiyon hakimiyetini kaybedip kaldırım üzerinde yürüyen yaya müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin "sol tibia plato kırığı" tanısı olacak şekilde yaralandığını, iki kez ameliyat olduğunu, diz kapağına çiviler takıldığını ancak tüm bunlara rağmen yine de sağlığına kavuşamadığını, müvekkilinin olay tarihinde İzmir"de faaliyet gösteren bir pazarlama firmasında, tahsilatçı olarak çalışmakta iken kazadan bu yana çalışamadığını ve ortalama aylık 350 YTL olan kazancından mahrum kaldığını, müvekkilinin kazadan bu yana 8 aydır çalışamadığını ve zor günler geçirdiğini, olayda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, olay nedeni ile müvekkilinin toplam sağlık harcamaları ile yolculuk giderlerinin 582,72 YTL olduğunu, tedavileri devam ettiği için ileride de sağlık giderleri olacağını, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 582,72 YTL tedavi gideri, 2.800,00 TL yoksun kalınan kazanç ve 12.000,00 YTL manevi olmak üzere toplam 15.382,00 YTL maddi ve manevi tazminatın olay tarihi olan 08.01.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 19.04.2011 tarihli Dr. ... tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda toplam 8.201,03 TL olarak ıslah etmiş; akabinde 22.01.2013 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu toplam 17.799,49 TL olarak değiştirdiklerini beyan etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili, 26.11.2010 tarihli celsede ölü davalı ... hakkındaki davayı takip etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller ve dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda1-Davanın davalı ... ve dahili davalılar yönünden davacı vekilinin 26.11.2010 tarihli celsedeki beyanı nazara alınarak açılmamış sayılmasına, maddi tazminat yönünden; davanın davalılar ..., ... ve ... A.Ş yönünden kabulü ile 2.682,72 TL"nin davalılar ..., ... ve ... A.Ş"den (sigorta şirketi açısından poliçe (teminat) limitleri ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, bu alacağa davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 08.01.2005 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, manevi tazminat yönünden; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... "dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, dahili davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Dahili davalı SGK vekili kararı haklarında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ancak lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesi ile temyiz etmiş,hükmün 1.bendinde davalı ... Kormaz mirascıları yönünden davacı vekilin 26.11.2010 tarihli celsedeki beyanı nazara alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, dahili davalı SGK"ya yönelik hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Bozma sonrası SGK davaya dahil edilmiş ve 24.03.2019 tarihli Dr Bilrkişiden alınan raporda davacının dosyadaki mevcut tedavi belgelerine göre tedavi giderleri yönünden SGK nın sorumluluğunun bulunmadığı rapor edilmiş ve mahkemece işbu rapora göre hükmün gerekçesinde SGK"nın tedavi giderinden sorumlu olmadığı kabul edilmiş, ancak hüküm kısmında dahili davalı ... Güvelik Kurumu hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, gerekçe-hüküm çelişkisi içerecek ve dahili davalı SGK hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadan karar verilmesi doğru olmamış, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre dahili davalı SGK vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle dahili davalı SGK vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle dahili davalı SGK vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 22/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.