1. Hukuk Dairesi 2016/6483 E. , 2019/1733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve fer’i müdahil vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, dava konusu 4 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden de bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 161 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin mirasbırakanı ... tarafından devrinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2007/227 esas sayılı dava sonunda taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davalılardan ...ve... adına miras payları oranında tescile karar verildiğini, kendisinin de mirasçısı olduğunu ileri sürüp, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/127 E. sayılı dosyasında temliklerin muvazaalı olduğu kabul edildiğinden, dava konusu tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde anılan mahkeme hükmü gereğince iptal edilen 4, 5 nolu bağımsız bölümleri davalılardan ...’den bedeli karşılığı satın aldığından, taşınmazlar için ödediği satış bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının kesinleştiğini, davanın kabul edilmesi halinde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, davalılar ... ve ... , ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/127 E. sayılı dosyasından verilen tescil kararı yerine getirilmediğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, muvazaa yönünde de kesin hüküm bulunduğunu, davalı ..., ...’in yasal mirasçısı olmadığını belirterek, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden kesin hüküm nedeni ile, bedel talebi yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1926 doğumlu mirasbırakan ...’in 06.04.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu... ile kendinden önce ölen oğlu ...’in mirasçıları olan davalılar ...’in eşi ...ve çocukları Nilüfer ve ... ..., davalı kızı ... ile kendinden sonra ölen eşi ...’in ...’den olma oğlu ...’ün mirasçıları olan dahili davalılar ... ve ...ile Fer’i müdahil ...’in kaldıkları, mirasbırakanın 161 parsel sayılı taşınmazdaki mesken niteliğindeki 3, 4, 5, 6 nolu bağımsız bölümlerini 24.11.2004 tarihinde damadı davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ...’ın da 3 nolu bağımsız bölümü üzerinde bırakarak, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümleri davacı ...’e, 6 nolu bağımsız bölümü eşi olan davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, mirasbırakanın diğer mirasçıları olan ... ve ... tarafından 3, 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler bakımından, davacı ... ve eldeki dosyanın davalılarına karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2007/227 E. sayılı dava sonunda, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın derecattan geçmek sureti ile 05.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK"nin 303. maddesinde düzenlendiği üzere maddi anlamda kesin hükümden söz edilebilmesi; diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, birinci dava ile ikinci davanın konusunun, taraflarının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar.
Somut olayda, davacının dava konusu 3 ve 6 nolu bağımsız bölümlere yönelik tapu iptali ve tescil talebi yönünden mahkemece kesin hüküm olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve 05.12.2011 tarihinde kesinleşen 2007/227 Esas, 2010/127 Karar sayılı davada ... davalı olup,adına olan 4 ve 5 nolu bağımsız bölüm tapuları iptal edilmiştir.Eldeki davada ise,... davacı olup, anılan dosyada verilen kararla temlikinin muvazalı olduğu saptanan 3 ve 6 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümler bakımından payı oranında iptal-tescil isteminde bulunmaktadır. Bu nedenle yukarıda belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde kesin hükümden bahsetmek mümkün değildir.
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazları değinilen yönler itibari ile yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.