22. Hukuk Dairesi 2016/7435 E. , 2019/6640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde kurucu temsilcisi ve direksiyon usta öğreticisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Vekâletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin ona değil, vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya katibine tebliğ edilmelidir. Ancak isticvap, yemin gibi şahsa bağlı işlemlerde, tebligatın vekile değil, bizzat bu işlemi yapacak asile yapılması kanuni zorunluluktur.
Somut olayda, davalı şirketin dava dilekçesinde bildirilen adresine tebligat yapılamaması üzerine Mahkemece, davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında mevcut adresi araştırılarak anılan adrese tebligat yapılmıştır. Buna göre dava dilekçesi 06.01.2015 tarihinde, ön inceleme duruşması davetiyesi ise 04.02.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Nitekim davalı vekili tarafından 06/02/2014 tarihinde cevaplarını içerir dilekçe ile ekinde vekaletname sunulduğu, ön inceleme duruşmasında da davalı vekilinin vekilliğine karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Şu halde bu aşamadan sonraki tüm tebligatların dosyaya vekaletname sunan vekile yapılması gerektiği açıktır. Mahkemece, husus gözardı edilerek bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve sair belgelerin vekil yerine asile tebliğ edilmesi hatalıdır. Yargılama aşamasında yapılan usulsüz tebligatlar nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Açıklanan sebeplerle davalı vekiline usulüne uygun olarak tebligat yapılarak davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınmalı, bu eksiklik tamamlandıktan sonra sonucuna göre, iddia, savunma ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle esas hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının değerlendirilmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.