Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3648
Karar No: 2020/8863

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3648 Esas 2020/8863 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3648 E.  ,  2020/8863 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili davacıların murisi ..."ün Akbank ... Şubesinden tüketici kredisi kullandığını, işbu kredi sözleşmesi uyarınca şubenin aracılığı ile 02/05/2013 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli ... Hayat Poliçesinin düzenlendiğini, poliçe bedelinin de peşin olarak tahsil edildiğini, davacıların murisi ve oğulları ..."ün 02/04/2014 tarihinde vefat ettiğini, 18/06/2014 tarihinde ... Genel Müdürlüğüne vefat tazminatının ödenmesi talebi ile müracaat edildiğini, ancak davalı şirketin poliçenin başlangıç tarihinden önce ... Ca rahatsızlığı olduğu ve hastalık hakkında bildirimde bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddedildiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalı tarafından hazırlanan sözleşmenin şartlarının taraflar arasında ayrı ayrı ele alınarak görüşme ve tartışma konusu yapılmadığını, bu tür sözleşmelerin matbu olduğunu, hayat sigortasına dair poliçenin tüketici kredisinin imzalandığı tarihte, aynı yerde ve aynı anda bütün belgelerle birlikte kül halinde imzalandığını, bu nedenle murisin imzaladığı belgelerin müzakere edilmediğini, dava dışı Akbank ... Şubesi tarafından kredi sözleşmesinin imzalanması ile birlikte boş ve matbu taahhütlerinde alındığını, bu belgelerin herhangi bir ihtilaf halinde işlem uyarınca doldurulacağının açık
    olduğunu, anılan nedenlerle hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan 21.000,00 TL alacağın davalıya müracaat edilme tarihi olan 18/06/2014 tarihinden itibaren en yüksek ticari reeskont faizi üzerinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müteveffa-sigortalı ..."ün Akbank ... Şubesinden kullandığı kredi ile ilgili olarak davalı şirket nezdindeki kredi grup hayat sigortası kapsamına girmek için 02/05/2013 tarihli uzun süreli kredi hayat başvuru formunu doldurduğunu, imzaladığını ve tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini, müteveffanın ... Ca hastalığına rağmen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini, davalının imzalanan formdaki devamlı ilaç kullanmanızı gerektiren kronik bir hastalığınız var mı? sorusuna hayır yanıtı verdiğini ve hastalığını gizlediğini, müteveffanın vefatına neden olan bu hastalığı sigortalanma esnasında beyan etmekten kaçındığını, bu nedenle davalı şirketin sigorta poliçesi kapsamında tazminat ödemesinin hukuken mümkün olmadığını, anılan nedenlerle davacıların hukuki mesnetten yoksun talebinin reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia savunma toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verimiştir.
    Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) Yargıtay"ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.
    Gerek TTK’nın düzenlemeleri ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur.
    Davacılar murisi ile davalı arasında 02/05/2013 başlangıç tarihli hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra,muris 02/04/2014 tarihinde vefat etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında kanser hastalığının olup olmadığı, sigortalının önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının olup olmadığı, bu hastalıkları kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
    29.02.2016 tarihli Avukat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda "dosya kapsamındaki ... SGK İl Müdürlüğü"nün yazısına göre Sgk ya fatura edilen tedavi Giderlerini içeren listeye göre davacılar Murisi ..."ün 10.05.2012 tarihinde başlayıp vefat ettiği tarih olan 02.04.2014 e kadar değişik hastanelerde "tıbbi onkoloji"ve "radyasyon onkolojisi"tedavisi gördüğü , sigorta ettirenin sigorta sözleşmesinin yapıldığı sırada ... ca ( kalın bağırsak kanseri ) hastalığı olmasına ve tedavi görmesine karşın uzun süreli kredi hayat başvuru formunun sağlık bölümünde yer alan sağlık durumu ile ilgili olarak kendisinin sağlıklı bir kişi olarak beyan ettiğini, bu hastalığı sözleşmenin kurulmasından sonra da devam etmesine ve tedavi görmesine karşın sigortacıya bilgi vermediği, 02/04/2014 tarihinde vefat ettiğinin değerlendirilmesi gerektiği aksi kanaatte olunması halinde davalı sigortacı, ... ile Akbank ... şubesinin tazmin taleplerini ret ettiği 21/04/2014 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olmakla birlikte davacılar dava dilekçesinde 18/06/2014 tarihinden itibaren faiz talep ettiklerinden talepe bağlı kalınarak dava tarihi itibariyle toplam 21.000,00 TL birinci yıl teminat tutarı 18/06/2014 tarihinden 25/07/2014 tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi 194,25 TL olmak üzere 21.194,25 TL olarak hesaplandığı beliritilmiştir.
    Mahkmece bilirkişi raporundaki tespitler ve murisin dosya kapsamındaki tedavi evraklarından ... Medeniyet Üniversitesi ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 04/01/2016 tarihli yazılarından ..."ün 03/02/2014 tarihinde ve 02/04/2014 tarihinde yatarak tedavi gördüğü ... İl Sosyal Güvenlik Müdürlüğü ... Paşa Sağlık Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 08/01/2016 tarihli yazılarına göre de 23/10/2012 tarihinden itibaren Tıbbi Onkolojii ve Radyasyon Onkolojisi doktorlarınca yazılan muhtelif ilaçları kullanmaktan olduğu ve rahatsızlığını bildiği bu durumun sigorta yapılışı sırasında bildirilmediği anlaşıldığından bildirim yükümlülüğüne uyulmamış olunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    6100 Sayılı HMK’nın 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
    Murisin hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda uzman Doktor bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece, bu hususda doktor bilirkişiden rapor alınmaksızın davacının tedavi evrakları üzerinden poliçenin düzenlendiği tarihte onkoloji tedavisi gördüğü ve buna ilişkin ilaçlar kullandığından ötürü beyan yükümlüğüne aykırı davrandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Mahkemece, sigortalının tüm tedavi evraklarının ilgili hastanelerden getirtillip sigortalı murisin tedavi gördüğü ve gizlediğinin belirtidiği hastalığı ile ölümü arasında illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediği ATK"den denetime elverişli rapor alınarak yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22.12.2020 Tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi