16. Hukuk Dairesi 2016/8818 E. , 2019/3401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 8 parsel sayılı, 2.541,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tarla vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., kardeşi olan davalı ...’a karşı, temyize konu taşınmazın müşterek murisleri ...’dan mirasçılarına kaldığı ve murisin terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla tapu kaydının iptali ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ise, tarihsiz senede dayanarak muris ... tarafından "..." mevkiindeki taşınmazların kendisine hibe edildiğini belirtmek suretiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temyize konu taşınmazın hibe nedeniyle davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Dava konusu taşınmazın tarafların murisi ...’dan geldiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmazın davalının dayandığı hibe senediyle davalıya hibe edilmek suretiyle zilyetliğinin devredilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerden, hibe senedinin içeriği, zilyetliğin davalıya devredilip edilmediği ve murisin ölümünden önce davalının taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olup olmadığı hususları ayrı ayrı sorularak bu konudaki beyanları alınmamış ve usule aykırı olarak mahalli bilirkişiler aynı anda birlikte dinlenmişlerdir. Ayrıca bu hususlar dinlenen tanıklara da sorulmadığı gibi, muris Kadir’in ölene kadar dava konusu taşınmaz üzerindeki evde oturduğu belirtilmiş olmasına rağmen, evde tek başına mı yoksa davalıyla birlikte mi kaldığı hususları da araştırılmamıştır. Öte yandan keşif günü davacı tanıklarına tebliğ edilmemiş, davacı tanıklarından ikisi keşif mahallinde dinlenmiş ise de, diğer tanıklardan biri usule aykırı olarak duruşmada dinlenmiş, diğeri ise hiç dinlenmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece mahallinde yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının usulüne uygun şekilde davet edilmeleri suretiyle fen bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıkların, çekişmeli taşınmazın muris tarafından davalıya hibe edilerek zilyetliğinin devredilip edilmediği, hibe edilmek suretiyle zilyetliği davalıya devredildiyse hangi tarihte devredildiği ve murisin ölümünden önce davalının taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olup olmadığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı somut beyanları alınmalı, beyanları arasında çelişki doğması halinde bu çelişkiler geretiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı, çekişmeli taşınmazın davalıya hibe edilerek zilyetliğinin devredilmediğinin anlaşılması halinde, muristen kaldığı sabit olan taşınmazda mirasçıların iştirak halinde malik oldukları ve mirasçılardan birinin veya birkaçının kullanımının tereke adına sayılacağı ve aralarında zilyetlikle iktisabın mümkün olmayacağı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.