13. Hukuk Dairesi 2016/18986 E. , 2018/7613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalının dairesinde bir takım işçiliklerini yaptığını ve malzeme teminini sağladığını ve bunların bedelini ödemediğini, düzenlenen faturadaki tüm malzeme ve işçilikleri davalıya teslim ettiğini davalının yapılan tüm ihtarlara rağmen müvekkiline olan borcunu ödemediğini, icra takibindeki itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalının asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş daha sonra davacı vekilinin 06/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle vekalet sözleşmesi hükümlerine göre davacının vekaleten yaptığı işlerin bedelinin tahsili amacıyla davayı ıslah ettiklerini, davalının davacıya 13.900 TL daha borçlu olduğunu, alacak miktarının tespiti için uzman bir hesap bilirkişisinden rapor aldırılmasına ve sonucunda davanın kabulüne, icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan alınmasınakarar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıya evinin tamirat işlerini verdiğini, bunun karşılığında 13 adet makbuz karşılığı ödeme yapıldığını, şahsa hiçbir borcu olmadığını, kendisinin tacir olmadığını, vergiye kayıtlı bir ticari işi olmadığını davacının ticari defterleri ve kendisine göndermediği imzası olmayan itiraz ettiği faturanın da delil olamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, HMK madde 180 uyarınca davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren tarafın, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorunda olduğu aksi hâlde, ıslah hakkını kullanmış sayılacağı ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği, davacı tarafın 06/10/2015 tarihli dilekçesi ve 12/11/2015 tarihli duruşmadaki beyanıyla davasını ıslah ettiğini belirttiği ancak davacının 06/10/2015 tarihli dilekçesi dava dilekçesi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davacı tarafça ıslah hakkının kullanılmış sayılmasına ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam olunmasına karar verilerek davacı tarafça takibe dayanak faturadaki malların davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle de davanın reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davasını tamamen ıslah etmiş olan davacı, ıslah dilekçesinde aynı zamanda ıslah ettiği işlemi açıkça belirtmişse (yani ıslah dilekçesi aynı zamanda yeni bir dava dilekçesi niteliğinde ise) davacının artık HMK m. 180"e göre bir hafta içinde yeni (ikinci) bir dava dilekçesi vermesine gerek yoktur. Davacı vekili mahkemeye ibraz ettiği 06/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile açık bir şekilde davasını ıslah ettiğini belirterek itirazın iptali yönünde açtığı davadaki talep sonucunu değiştirmiş olup, alacak davasına dönüştürmüştür. Bundan sonra yeni bir dava dilekçesi verilmesine gerek yoktur. Davanın yeni şekline göre yürütülüp sonuçlandırılması gerekmesine rağmen, mahkemece HMK 180.maddesi gözardı edilerek, ıslahın geçersiz olduğuna karar verilerek itirazın iptali talebi üzerinden davanın yürütülüp karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.