22. Hukuk Dairesi 2014/18493 E. , 2015/32121 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Elazığ İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2013/655-2014/493
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı S.. B.. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı Bakanlığa ait işyerinde altişverenlerin işçisi olarak Haziran/2003-Eylül/2013 tarihleri arasında aşçı görevinde çalıştığını,iş sözleşmesini bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi ve haksız olarak işten çıkarılmak için zorla ibraname imzalatılmak istenmesi gibi mobing uygulandığı sebepleriyle haklı olarak feshettiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek,kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, zamanaşımı defi ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı F.. Ltd. Şti. vekili, zamanaşımı def"inde bulunarak, davacının haksız gerekçelerle ihtarname gönderip iş sözleşmesini kendi isteiği ile feshettiğini, işe devam etmediğini, yıllık izinlerini kullandığına dair izin formlarının olduğunu, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin bordroya yansıtılarak ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispatlaşamadığı, iş sözleşmesinin işverence devamsızlık sebebiyle haklı olarak feshedildiği, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücretlerine hak kazanamadığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davacı ve davalı S.. B.. vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davalı S.. B.. temyizi yönünden yapılan incelemede;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Davacı temyizi yönünden yapılan incelemede;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunun"un 32. maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanunu"nun 14. maddesinin aksine, 4857 sayılı Kanun"da ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin kanun ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü sebebiyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Kanun"un 33. maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda davacının, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini, işten ayrılması için mobing uygulandığını ileri sürerek iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürdüğü, davalının, davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, işten haksız olarak ayrıldığını iddia ettiği anlaşılmaktadır. Davacının, mobing iddiası ıspatlanamamıştır. Mahkemece davacının, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispatlayamadığı kabul edilmiş, ulusal bayram genel tatil ücreti, bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiği gerekçesiyle reddedilmiş ise de, ücret bordroları imzasızdır. Bu durumda, davacıya ödenmesi gereken ulusal bayram genel tatil ücreti miktarı tesbit edilerek, bordrolarda tahakkuk ettirilen ücretler mahsup edilerek, fark ücret alacağının olup olmadığı belirlenmelidir. Ayrıca, davalı tanıkları ulusal bayram genel tatil günleri çalışmaları ile ilgili açık beyanda bulunmamışlardır. Davacı tanıkları ise tüm tatillerde çalıştıklarını, 2008 yılından sonra kısmi ödemeler yapıldığını beyan etmişlerdir. Bordrolarda sadece bir kısım tatillerdeki çalışmalar için ulusal bayram genel tatil ücreti tahakkuku yapılmıştır. Hal böyle olunca, davacının, bordrolarda tahakkuk yapılmayan tatil günlerindede çalıştığı kabul edilerek alacağı olup olmadığı araştırılmalıdır. Davacının, zamanaşımına uğradığı sebebiyle değerlendirilmeyen sürelerde, ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı olup olmadığı araştırılmamıştır. Ancak, alacakların zamanaşımına uğramış olmasının, ücretlerin ödenmediği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı gibi, bu eksiklik, işçinin haklı sebeple feshinde feshe gerekçe olmaktanda çıkarılamaz. Buna göre, davacının tüm çalışma döneminde ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı olup olmadığının incelenmesi gerekir. Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, belirtilen incelemeler yapıldıktan sonra, davacının ücret nevinden alacağı olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedilip feshedilmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
Öte yandan, davalı şirketin isminin gerekçeli karar başlığında yazılmamasıda usul ve kanun aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.