14. Hukuk Dairesi 2016/7633 E. , 2019/1788 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.01.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı 108 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yararına, davalılara ait 108 ada 9 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili bilirkişiler tarafından belirlenen 3 No"lu alternatifin müvekkilinin evinin önünden geçtiğini, 2 No"lu alternatifin daha uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacıya ait 108 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kabulü ile, Fen Bilirkişinin 27.05.2015 tarihli raporunda mavi taralı 108 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 24,07 m2"lik kısmında 108 ada 10 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davacı vekili temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ulaşım sağlayacak geçitin herhangi bir engelle karşılaşmadan genel kadastro yoluna ulaşması gerekir.
Ayrıca, kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince;
Mahkemece davanın kabulü ile, fen bilirkişinin 27.05.2015 tarihli raporunda 2 No"lu alternatif olarak belirtilen 108 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 24,07 m2"lik kısmında 108 ada 10 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de, davalı ... tarafından eldeki dosya davacısı ... aleyhine 108 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı için açılan tapu iptali ve tescil davasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/151 – 2017/308 E-K sayılı ilamı ile bu dosyada aldırılan 06.04.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda 108 ada 10 parsel sayılı taşınmazın A harfi ile gösterilen 34,22 m2"lik kısmının iptali ile, davacı ... adına tesciline karar verildiği ve kararın 18.10.2017 tarihinde kesinleştiği, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince tapu kaydının iptaline karar verilen 10 No"lu parsel üzerindeki bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanın eldeki davada geçit hakkı tesisi edilen alanla örtüştüğü ve davacıya ait 108 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ile geçit kurulan alanın irtibatı kesildiği, oluşan son durumun kesintisizlik ilkesinin ihlaline yol açtığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılarak, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen taşınmazın genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gözetilerek, geçit seçeneklerini gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenerek, yararına geçit hakkı tesisi istenen 108 ada 10 parsel sayılı taşınmazın genel yola kesintisiz bağlanmasını sağlayacak şekilde en uygun alternatiften geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.