4. Hukuk Dairesi 2019/2640 E. , 2019/4829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ... Amb. Nak.Akr. Mad. Gıda San. Ltd. Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 07/06/2016 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/09/2017 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 18/06/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhinde icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, müvekkiline ait aracın haczedilerek muhafaza altına alındığını, muhafaza işlemi yapılırken aracın ittirilmek suretiyle otoparka çekilmesi nedeniyle şanzımanının hasar gördüğünü belirterek, maddi zararının tazminini istemiştir.
Davalı vekili; davaya konu araçta hasar meydana gelmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya içeriğinden; mahkemece, davacıya ait aracın hasarsız olarak rayiç bedeli üzerinden cebri icra yoluyla satıldığı,davacının zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, icra dairesinin haciz ve muhafaza işlemleri nedeniyle zararın oluşması halinde ancak İİK’nun 5. maddesine göre ilgili idare aleyhine dava açılabileceği, bu nedenle davalı bankaya husumet düşmeyeceği, mahkemece pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği benimsenerek davacının istinaf başvurusunun değişik gerekçeyle kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 2016/8139 esas ve 2017/196 sayılı kararının HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12/03/2019 tarih, 2018/4892 esas ve 2019/1380 karar sayılı ilamı ile; uyuşmazlığın yasal dayanağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde, ""Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri"" ana başlığı altında düzenlenen, kusura dayalı haksız fiil sorumluluğu olduğu, icra takibinde davalı banka alacaklı olarak, davaya esas yargılamada ise haksız fiil faili olarak gösterildiği,davalı bankaya husumet düştüğü gerekçesiyle bozulduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulmak suretiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince; bozma ilamına uyularak, davacı tarafça araçta meydana geldiği ileri sürülen hasarın aracın değerini satış aşamasında etkilemediği ,davacı tarafından ikame edilen ihalenin feshi talebinin reddedilmesine göre uğranıldığı iddia edilen zararın usulünce ispatlanamadığı, aracın iddia olunan zarar yokmuşcasına cebri satışının yapıldığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan redddine dair karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 359. maddesinde; ""(1) Karar aşağıdaki hususları içerir: (a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları, (b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, (c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, (ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti, (d) İleri sürülen istinaf sebepleri, (e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, (f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, (g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları, (ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" düzenlenmesine, aynı kanunun 360. maddesinde ise; ""(1) Bu Bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanır."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Şu durumda; Bölge Adliye Mahkemesinin davanın pasif husumetten reddine dair vermiş olduğu kararın Dairemizce yukarıda yazılı gerekçe ile bozulması üzerine bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma doğrultusunda 6100 sayılı HMK"nın 359. ve 360. maddesi gözetilerek yeniden ve esasa ilişkin olarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.