Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7407
Karar No: 2019/1784
Karar Tarihi: 27.02.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7407 Esas 2019/1784 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının tapulu taşınmazı satmayı kabul etmesine rağmen tapunun devredilmediğini iddia ederek tapunun iptali ve kendisi adına tescili talep etmiştir. Davalı ise taşınmazı müvekkili davacının rızası dışında yıktığını belirterek, davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının iyiniyetli olduğunu ancak taşınmazın tamamının satışının geçerli olmadığını ve davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararda uyuşmazlığın taşınmazın durumuna göre özel maddelerle düzenlendiği belirtilmiş ve taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelmesi durumunda malzeme sahibinin Medeni Kanunun 722, 723 ve 724. maddelerine dayanarak tescil talebinde bulunabileceği ifade edilmiştir. Malzeme sahibinin iyiniyetli olması, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, uygun bir bedel ödemesi ve yapının bulunduğu arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gerektiği belirtilmiştir.
Kararda, davacının iyi niyetli olduğu ve yapının değerinin taşınmazın değerinden fazla olduğu belirlenmiş ancak zorunlu kullanım alanının ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği ifade edilmiştir. Ancak Kanunun 724.
14. Hukuk Dairesi         2016/7407 E.  ,  2019/1784 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle davacının depo ettiği bedelin mahkemece talep edildiğinde iade edileceğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    K A R Ş I O Y

    Davacı vekili, müvekkili davacı ile davalının kayınpeder-damat olduklarını, müvekkilinin damadından dava konusu 566 m2 miktarlı 1676 parsel sayılı taşınmazı haricen satın aldığını ve üzerine rızası ile yeni ev yaptığını, taşınmazın 6000TL"ye satışı konusunda anlaştıklarını, 1000TL"sini davalıya ödediğini, kalan miktarı ödemeye hazır olmasına rağmen davalının taşınmazı tapuda devretmeye yanaşmadığını belirterek tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, davacının kayınpederi olduğunu, oturacak evi olmadığından oturması için dava konusu taşınmazı kendisine verdiğini, davacının rızası dışında taşınmazdaki toprak evi yıktığını, bunun üzerine yerine yığma beton ev niteliğindeki evi birlikte yaptıklarını, taşınmazın 45.000TL değerinde olduğunu ancak davacının kendisine hiçbir ödemede bulunmadığını belirterek davanın reddine talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının taşınmaz üzerine evi yaparken davalının rızası nazara alınarak iyiniyetli bulunduğu, yapılan keşif üzerine evin değerinin zemin değerinden fazla olduğu, ancak evin kullanım alanıyla ilgili zorunlu bölümünün zeminden ifrazının mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek, temliken tescil talebinin reddine; tapulu taşınmazın harici satışının geçerli olmaması da gerekçe gösterilerek satın alma iddiasıyla ilgili alebinin de kabul edilemeyeceğine karar verilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Medeni Kanunun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer şartlar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    Malzeme sahibinin TMK’nin 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı şartların varlığına bağlıdır;
    a) Birinci şart, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
    Bu kural, malzeme sahibinin, el attığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    b) İkinci şart, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır.
    Bu şart dava tarihine ve objektif esaslara göre saptanmalı, fazlalık ilk bakışta da kolayca anlaşılmalıdır. İnşaatın kapsadığı alanın ifrazı kabil ise arsa değeri yalnız bu kısma göre, aksi halde tamamının değerine göre bulunmalıdır.
    c) Üçüncü şart ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilir. İptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.
    d) Yukarıda değinilen üç şartın yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece davacının iyi niyetli olduğu, evin değerinin taşınmazın değerinden fazla olduğu belirlenmiş; evin zorunlu kullanımı için gerekli alanın ifrazı mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir.
    Oysa, Kanunun 724. maddesinde, yapı sahibinin iyiniyetli olması ve arazi değerinin açıkça arazi değerinden fazla olması halinde, olayın özelliğine göre yapı sahibine, uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının da verilebileceği açıkça öngörülmüştür.
    Mahkemece, 566 m2 miktarlı 1676 parsel sayılı taşınmazın tamamının dava tarihi itibarıyla gerçek değerinin belirlenmesi ve davalıya ödenmek üzere depo ettirilmesinden sonra davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenlerle bozulması görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun hükmün onanması görüşüne katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi