9. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/17301 Karar No: 2013/18004 Karar Tarihi: 11.06.2013
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/17301 Esas 2013/18004 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2011/17301 E. , 2013/18004 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti: Davacı; iş akdinin haksız olarak davalı işverence feshedildiğini ileri sürerek; kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı; davacının iş akdinin devamsızlığı nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, ihtarname çekilmesine rağmen işe geri dönmediğini savunarak; davanın reddini talep etmiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ç)Temyiz: Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. D)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekili, ıslah dilekçesinde kıdem tazminatı adı altında 6.769,05 TL talep etmiş ise de; bilirkişi raporu dikkate alındığında bu talebin maddi hata niteliğinde olduğu değerlendirilerek bütün alacak kalemlerinin miktar olarak ıslah edildiği kabul edilmiştir. Ancak, 27.01.2010 tarihli ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunulmadığından, ıslah ile talep edilen alacak miktarlarına faiz yürütülmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Yıllık izin ücreti alacağına ilişkin talep, mahkemece kısmen kabul edilerek hüküm altına alındığı halde reddedilen miktar için davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır. 4- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda; olağan dışı fazla çalışma iddialarının işçi tarafından kanıtlanması gerekir. İddiayı doğrulayan davacı tanıkları, davalı iş yeri çalışanları olmadıkları gibi davacının çalışma saatlerini bilebilecek konumda da olmayan kişilerdir. Bu durumda davacı fazla çalışma yaptığı iddiasını ispatlayamamıştır. Ancak; davalı tanık beyanlarından, davacının haftalık çalışma süresinin 45 saati geçtiği anlaşılmakla, fazla mesai ücretinin buna göre hesaplanması gerekirken; aksi değerlendirme ile hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi hatalıdır. SONUÇ: Açıklanan sebepler ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.