8. Hukuk Dairesi 2015/3281 E. , 2017/8953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davaya konu 91 parselin 1962-1963 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 42 nolu vergi kaydına dayanılarak davalıların murisi .... adına tespit edildiğini, tespite yapılan itiraz neticesinde, taşınmazın, ...in..."a yapmış olduğu satış ve müteakip satışlar nedeniyle Hüseyin Karay ve İbrahim Karay adına tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay ......Hukuk Dairesi tarafından, tespit tarihinden sonra yapılan satışlara değer verilemeyeceği gerekçesi ile bozulduğunu, yargılama devam ederken .... Karay"ın taşınmazı ....ün de vekil edenine sattığını, vekil edeninin Kadastro Mahkemesi"ndeki davaya müdahil olmadığını, taşınmazın... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verildiğini, kararı ... ve vekil edeninin temyiz ettiğini, ancak vekil edeninin temyizinin, davaya katılmadığı için usul yönünden reddedildiğini,... mirasçılarının 1967 yılından buyana dava konusu taşınmaza hiçbir şekilde zilyet olmadıklarını, vekil edeninin eklemeli zilyetliğinin 1967 yılından buyana devam ettiğini açıklayarak, davaya konu 91 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..... vekili ile davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların murisi... tarafından..."a yapılan satışa ilişkin sözleşme ibraz edilmediğinden, ibraz edilen sözleşmelerin sonraki zilyetleri kapsadığı, bu haliyle davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı, tespit sonrası tescil öncesi zaman dilimindeki satın alma ve zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir.
Davaya konu 91 sayılı parselin evveliyatı tapusuz olmakla, TMK.nun 763. maddesinde düzenlenen menkul mal hükmünde olup zilyetliğin teslimi ile satış tamamlanır. Maddi olgulardan olan zilyetlik ve teslim tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olayda, her ne kadar Mahkemece; ...in..."a satışına ilişkin dosyaya sözleşme ibraz edilmediği beyan edilmiş ise de;... tarafından ..."e yapılan 4.6.1970 tarihli satış sözleşmesinin içeriğinde, “gayrimenkulün daha evvel ...den satın alındığı ve şimdi ise ..."e satıldığı” açıklanmış, sözleşme altına “..."e bila itirazsız vereceğime imza ederim. İlk satışı yapan Ballıca Köyünden...” şeklinde not düşülmüş, notun altına mühür basılmış, sözleşme muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanmış, ayrıca sözleşmede iki şahit imzası yer almıştır. Bahsi geçen belge, senedin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan H.U.M.K"nun 297.maddesine uygun olarak düzenlenmiştir.
Ayrıca,...,..., ... ve .....arasında düzenlenen 9.8.1971 tarihli “İtiraz edilmeyeceğine dair senet” başlıklı belge içeriğinde de, “...in gayrimenkul sahibi olduğundan, senet ile..."a sattığından,..."ın ..."e, ..."in de ..."a sattığından, tapuca yapılacak işlemin ...üzerine yapılmasını kabul ettiklerinden, taşınmaz ile ilgili, gerek..., gerek..., gerek ..."in hiçbir kanuni hakkı kalmadığından” bahsedilmiş, senet altına... tarafından mühür basılmış , muhtar ve iki üye tarafından da imzalanmıştır. Dosyada mevcut diğer sözleşmeler ile birlikte,... tarafından..."a,... tarafından ..."e (4.6.1970), ... tarafından ..."a (9.8.1971), ...tarafından ..."a (15.10.2003), ... tarafından .....e (2.3.2004), ..... tarafından ise davacı ..."a satış yapıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş, dava konusu parselin tesciline ilişkin Kadastro Mahkemesi dosyasının getirtilip, davaya konu parselin oluşumunun denetlenmesi, dosyaya ibraz edilen satış senetlerinin keşif mahallinde, mahalli ve teknik bilirkişiler tarafından uygulanması, dinlenmeyen davacı tanığından vazgeçme olmadığına göre, bu tanık da dahil olmak üzere tanıkların ve mahalli bilirkişilerin taşınmaz başında ayrıntılı beyanlarının alınması, dava konusu parselin satış sözleşmeleri kapsamında kalıp kalmadığının ya da bu taşınmaz üzerinde (tamamında ya da bir kısmında) davacıların kazanıma esas zilyetliklerinin bulunup bulunmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, oluşacak duruma göre bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.6.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.