20. Hukuk Dairesi 2018/1571 E. , 2019/6905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili ile davalılar ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 21/05/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile, ... parsel sayılı, 22960,11 m2 yüzölçümlü taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını ve öncesi itibarıyla ve halen eylemli orman niteliğinde olduğunu bildirerek, tapu kaydının iptaline ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 10.182,94 m2 ve (C) ile gösterilen 1.328,10 m2 bölümlerine ilişkin davalılar adına olan tapu kaydının iptaline, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, meni müdahaleye ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ile davalılar ... . vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1971 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışması, 2005 yılında 2859 sayılı Kanuna göre yapılan pafta yenileme çalışması, 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan makiye ayırma işlemi, 09.09.2013 tarihinde ilan edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece men"i müdahaleye ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması isabetli olmakla birlikte tapu iptal ve tescil talebi yönünden yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Ayrıca yargılama sırasında ilan edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamasında taşınmazın kısmen veya tamamen 2/B madde kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davanın 2/B çalışmasına itiraza dönüşeceği, bu durumda görev hususunun nazara alınması gerektiği değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Şöyle ki, davacı ... Yönetimi taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını, öncesi itibariyle ve halen eylemli orman olduğunu iddia etmektedir. Mahkemece iki ayrı keşif yapılmış, her iki keşif sonucu orman bilirkişileri taşınmazın 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahdite göre konumunu, tahdit hattını, orman sınır noktalarını gösterecek ve taşınmazın tahdit hattı ile OTS’lerle irtibatını tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlemedikleri gibi, aplikasyon ve 2/B çalışmasına göre düzenledikleri kroki de taşınmazın 2013 yılında ilan edilen çalışmaya göre konumunu göstermeye yeterli değildir. Dairenin bilirkişi raporlarındaki eksikliğin giderilmesi yönünde iade kararı üzerine düzenlenen ek rapor dahi taşınmazın 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahdite göre konumunu ve orman tahditi ile irtibatını göstermekten uzaktır.
Bu nedenle; mahkemece, yörede yapıldığı anlaşılan tüm orman tahditlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilerek dosyada yer almalı, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli, taşınmazın kadastro paftası, ilk orman tahdidi ve sonraki orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasındaki konumu ayrı renkli kalemlerle gösterilip izleme olanağının sağlandığı müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak açıklamalı, krokili rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazın, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahditinin dışında kaldığı ve/veya 2013 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı ve/veya 3116 sayılı tahdit içindeyken kısmen veya tamamen 2/B kapsamında orman sınırı dışına çıkarılan yer olduğu belirlenirse dava orman kadastrosuna ve 2/B madde çalışmasına itiraza dönüşeceğinden ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca bu tür davalara bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğundan, taşınmazın bu kısımları yönünden görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmalı ve kadastro mahkemesi kararı bekletici mesele sayılmalıdır; taşınmazın baştan beri 3116 sayılı tahditin içinde olduğu ve halen de orman sınırları dışında bırakılan ve/veya orman sınırları dışarısına çıkarılan yerlerden olmadığı belirlenirse şimdi olduğu gibi kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı belirlenen yerler yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir.
Aksi düşünce ile yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.