
Esas No: 2015/26779
Karar No: 2015/32016
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/26779 Esas 2015/32016 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, ikramiye ile yakacak yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, ..... Belediye Başkanlığı nezdinde çalıştığını, 06.03.2008 tarihinde 5747 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi gereğince Belediyenin tüzel kişiliği kaldırılarak köye dönüştürüldüğünü ve davalı ... Başkanlığına bağlandığını belirterek, müvekkilinin ikramiye, yakacak yardımı, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, fazla mesai ücreti alacağı, davacının işyerindeki çalışma düzeni ve saatlerine dair belge bulunmadığından, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Davacı iddialarını destekleyen tanıkların aynı işveren aleyhine ve aynı çalışma sürelerine dayalı alacak talebi ile dava açtıkları görülmekte olup, tanıklıklarının kendi lehlerine sonuç doğurması kaçınılmazdır. Dairemiz birbirlerine tanıklık yapan kişilerin menfaat ortaklığı bulunduğunun belirlenmesi halinde başka delillerle desteklenmediği takdirde salt tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağını kabul etmektedir. Diğer tanıkların çalışma şartları hususundaki çelişkili beyanlarına göre, dosyadaki sair delillerin bu iddiaları hesaplanabilir verilerle ortaya koyduğu söylenemeyeceğinden, ayrıca işçi tarafından yürütülen işin niteliği de dikkate alınarak, mahkemece ispatlanamayan fazla çalışma ücreti alacağının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.