8. Hukuk Dairesi 2015/9939 E. , 2017/8944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 102 ada 5, 101 ada 154, 105 ada 15, 105 ada 59 ve 105 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki muhtelif nitelikteki ve sayıdaki ağaçların vekil edeni ..., 105 ada 86, 105 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ağaçların ise vekil edeni ... tarafından meydana getirildiğini açıklayarak vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... 13.09.2011 tarihli beyanın da küçük yaştaki ağaçların anneleri tarafından dikildiğini, davacıların da katkıları bulunduğunu, davacıların açmış oldukları davayı kabul ettiğini açıklamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin ilk hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay .... Hukuk Dairesi’nin 03.10.2012 tarih 2012/2833 Esas, 2012/6643 Karar sayılı ilamı ile “... mahkemece davacılar tarafından yetiştirildiği kabul edilen ağaçların yaşı hüküm yerinde gösterilmeyerek infazda tereddüt yaratıldığı gibi davacılar tarafından meydana getirildiği kabul edilen ağaçların "davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine" karar verilmesi gerekirken talep dışına çıkılarak "mülkiyetlerinin davacılara ait olduğu, başka kimselerin ve diğer hisssedarlara ait olmadığı" şeklinde karar verilmesi"nin doğru olmadığı gereğine işaret edilerek hüküm bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verildikten sonra hükmün 1. bendinde 102 ada 16, 101 ada 154, 105 ada 59, 105 ada 15, 105 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki yaş, adet ve niteliği belirtilen ağaçların davacı ... tarafından, 2. bendinde 105 ada 86, 105 ada 61 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki yaş, adet ve niteliği belirtilen ağaçların ise davacı ... tarafından meydana getirildiklerinin tespitine, davacı tarafından karşılanan yargılama gideri, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalılardan, davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya muhtevasına, Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici nedenlere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir; aksi hal, yeni tereddüt vc ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz (..... 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 19.06.1991 gün 323/391 sayılı; 10.09.1991 gün 281-415 sayılı; 25.09.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).
Mahkemece verilen kararın 1. ve 2. bentlerinde davacılar ... ile ...’ın taleplerine yönelik hüküm kurulduktan sonra 4.,5., 6. ve 7. bentlerinde ise "... Davacı tarafından karşılanan 977,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan ..... uyarınca hesaplanan 1.510,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan .... uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e ödenmesine, Davacı tarafından karşılanan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,...” karar verildiği, iki davacı hakkında hüküm tesis edildiği halde yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısımlarda sadece “davacı” olarak yazıldığı görülmektedir. Hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısım hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmekteyse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aşağıdaki şekilde hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK. m. 438/7).
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4., 5., 6, ve 7. fıkralarındaki “…. davacı…” kelimesinin çıkarılmasına, yerine “…davacılar..” kelimesinin yazılmasına; hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple REDDİNE, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.