BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 Esas 2020/652 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/318
Karar No: 2020/652
Karar Tarihi: 07.12.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 Esas 2020/652 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/318 Esas
KARAR NO :2020/652
DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:08/07/2020
KARAR TARİHİ:07/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ... Davalı Şirketin pay sahiplerinden olup aynı zamanda ... Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu, ortaklardan ...'nun müvekkilinin babası olduğunu ve kendisi 1920 doğumlu olup ve 100 yaşında olduğunu, evden çıkamadığını, ortaklardan ...'nun müvekkilinin amcası olduğunu ve 1928 doğumlu olduğunu yaşı ve koronavirüs nedeniyle kendisinin de evden dışarı çıkmadığını, diğer ortaklar ..., ... ve...'nun da ... çocukları ve müvekkilinin kardeşleri olduğunu, ...'nun ... yönetim kurulu başkanı, ... ve... da ... yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirket tarafından .... Noterliğinden keşide edilen 22 Haziran 2020 tarihli ve ... ile ... yevmiye sayılı ihtarnameler kapsamında ... Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür olarak görev yapan ... ile Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı ... iş akitlerinin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, davalı şirket esas sözleşmesinin 11-3. maddesinin üçüncü fıkrası ile pay sahiplerinin genel kurulda temsil edilebilme hakkına ilişkin "Genel Kurul toplantılarında hissedarlar kendilerini bizzat veya usul ve füruğlarına verecekleri vekâletname ile veya diğer hissedarlardan birine verecekleri vekâletname ile temsil edebilirler. Bunun dışında vekâlet verilmesi mümkün değildir. (verilecek vekâletname temsil belgesi şeklinde olabilir) Bir kişinin kendi hissesi hariç vekâleten temsil edeceği hissedar sayısı ikiden fazla olamayacağı gibi toplam sermayenin yüzde yirmisini de aşamaz." şeklinde düzenlemenin yer aldığını, düzenleme ile ilk olarak bir pay sahibinin temsil yetkisi verebileceği kişiler, usul ve füruğu (altsoy-üstsoy) ve bir diğer pay sahibi ile sınırlandırıldığını, İkinci olarak, bir pay sahibinin temsil edebileceği diğer pay sahiplerinin sayısı en fazla "iki", temsile konu sermaye miktarı ise toplamda en fazla "yüzde yirmi" olarak öngörüldüğünü, pay sahibinin temsilci aracılığıyla genel kurula katılma hakkını pek çok yönden sınırlayan bu düzenlemenin kanuna açıkça aykırı olduğunu ve butlanla malul olduğunu, pay sahibinin genel kurula katılması, katılma ister bizzat gerçekleşsin ister bir temsilci vasıtasıyla yapılmış olsun "vazgeçilmez" bir hak niteliğinde olduğunu, genel kurula katılma hakkının bu niteliğinin TTK m. 447/1-(a)da vurgulandığını ve bu nitelikte bir hakkı sınırlandıran veya ortadan kaldıran bir genel kurul kararının ve giderek esas sözleşme hükmünün batıl olduğunu düzenlediğini, genel kurula katılmayı düzenleyen "İlke" başlıklı TTK m. 425in öngördüğü kuralın, bir pay sahibinin pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi temsilci olarak atayabileceği olduğunu, temsilcinin pay sahibi olmasını öngören esas sözleşme hükmünün geçersiz olduğunu, dolayısıyla uygulanma kabiliyeti olmadığının emredici şekilde düzenlendiğini, somut olayda müvekkil ...nun alt soyunun olmadığını, üst soyu olan babası ve şirket ortağı ... ise ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle genel kurula katılmasının olanaklı olmadığını zaten kendisinin de uzun yıllardır genel kurullara temsilci aracılığı ile katıldığını ve şahsen gelmediğini, diğer şirket ortağı ve amcası ...'nun da yaşı, sağlık durumu ve koronavirüs nedeniyle evden çıkmamakta ve o da uzun yıllardır genel kurullara temsilci aracılığıyla katıldığını, kardeşleri olan ..., ... ve... ile de yukarıda özetlenen şekilde uyuşmazlıklarının söz konusu olduğunu, bu nedenle kendilerini temsilci olarak atamanın da söz konusu olmadığını, somut olayda müvekkilinin kendisini genel kurulda esas sözleşme hükümlerine uygun olarak temsil ettirme olanağının tamamen ortadan kalktığını, bu durumun bir pay sahibinin en temel, vazgeçilemez ve kısıtlanamaz hakkı olan genel kurula temsilci ile katılma hakkını tamamen ortadan kaldırdığını, genel kurulda temsil edilme hakkının sınırlandırıldığı ve bu nedenle hukuken batıl olan davalı şirket esas sözleşmesinin 11-3.maddesi dikkate alınır ve uygulanmasına devam edilir ise, müvekkilinin 2019 yılı olağan genel kuruluna temsilci tayin ederek katılma hakkının tümüyle ortadan kalkmış olacağını, zira müvekkili ...nun alt soyu olmadığı gibi babası ... ve amcası ... da ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle genel kurula katılmalarına imkân olmadığını, dava dilekçesinin I numaralı başlığı altında yer verilen özellikle son dönemde şiddeti katlanarak artan nahoş olaylar nedeniyle Müvekkilin diğer pay sahiplerine temsil belgesi verebilmesinin de mümkün görünmediğini, bu nedenlerle, huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar gerek müvekkili gerekse davalı şirket için önüne geçilmesi telafisiz zararların oluşmasına engel olunması amacıyla, HMK m. 391/1 uyarınca, ... genel kurullarında tedbir yoluyla kendisini esas sözleşmenin 11-3 maddesine bağlı olmadan dilediği temsilci ile temsil ettirebilme hakkı verilmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; Davalı şirket esas sözleşmesinin 11-3. maddesinin üçüncü fıkrasının butlanının tespitine; dava kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar HMK m. 391/1 uyarınca, Müvekkilimize ... genel kurullarında tedbir yoluyla kendisini esas sözleşmenin 11-3 maddesine bağlı olmadan dilediği temsilci ile temsil ettirebilme hakkı verilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Butlanının tespiti talep edilen şirket ana sözleşmesinin 11/3 maddesinin 3.fıkrasında "Genel Kurul toplantılarında hissedarlar kendilerini bizzat veya usul ve füruğlarına verecekleri vekaletname ile veya diğer hissedarlardan verecekleri vekaletname ile temsil edebilirler. Onun dışında vekalet verilmesi mümkün değildir (verilecek vekaletname temsil belgesi şeklinde olabilir). Bir kişinin kendi hissesi hariç vekaleten temsil edeceği hissedar sayısı ikiden fazla olamayacağı gibi toplam sermayenin yüzde yirmisini de aşamaz " hükmü yer aldığını, bu sözleşme hükmünün tümüyle butlanının tespitinin istemekte davacının hukuki yararı bulunmadığını, söz konusu hükümde, genel kurulda hissedarların bizzat kendilerini temsil etme, hissedarların kendi hisseleri hariç en çok iki hissedarı temsil edebileceği, temsil yetkisinin sermayenin yüzde yirmisini aşamayacağı şeklinde davacıyı ilgilendirmeyen düzenlemeler yer aldığını, Hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, Dava dilekçesi ekinde sunulan temsil yetkisinin sınırlandırılamayacağı yönündeki görüşlerin akademik yorumlardan öte hukuki bir değer taşımadığını, Argun Karamanlıoğlu'nun kitabında Karasu'nun görüşü olarak eleştirilen diğer bir yorumda, "Aile şirketlerinde, yalnız diğer pay sahipleri, aile yakınları ve mesleki olarak sır saklamakla yükümlü kişilere temsil yetkisi verilmesine ilişkin düzenlemelerin, pay sahibinin temsil yetkisi verebileceği kişilerin kapsamının aşırı derecede sınırlandırmayacağı ve aile ortaklıkları bakımından arzu edilir olduğu" vurgulandığını, Görüleceği üzere bu konuda görüşler arasında bir farklılık olduğunu, dava konusu hükümde, temsil yetkisi sadece pay sahiplerine verilerek sınırlandırılmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 22.maddesi çerçevesinde anonim şirket esas sözleşmelerinin Türk Ticaret Kanununa uyumlu hale getirilmesinin öngörülerek, bu çerçevede, 16.05.2013 tarihinde, Bakanlık temsilcisinin ve davacının da katılım ile şirket genel kurulu yapıldığı; davacının da imzaladığı ve oy birliği ile alınan yönetim kurulu kararı teklifi doğrultusunda dava konusu sözleşme değişikliği yapıldığı, Davacının, oybirliği ile alınan yönetim kurulu kararında ve genel kurul kararında imzaları mevcut olduğunu, Genel kurul kararına itiraz edilmesi yönünde herhangi bir karşı oy kullanılmadığı ve genel kurul kararına bu yönde imza içeren şerh konulmadığını, davacı, kendisinin de katıldığı yönetim kurulu gündem teklifi kararındaki ve genel kurul kararındaki imzalarına aykırı bir biçimde şimdi Kanuna aykırılık iddiasıyla butlan tespiti davası açtığını bu durumun çelişkili davranış yasağı kapsamında olduğunu, süre aşımı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Şirketin bir aile şirketi olup grup şirketleri de olduğunu, Davacının, ayda bir yapılan yönetim kurulu toplantılarına bizzat katıldığı ve şimdiye kadar yapılan genel kurullarda bizzat kendisini temsil ettiği ve katıldığı dikkate alındığında, davanın zamanlaması itibariyle de dikkat çekici olduğunu, hissedarlık yönünden azlık konumunda olan, davacı ile diğer iki yönetim kurulu üyesi iki kez davete rağmen genel kurul çağrı kararı alınması gündemiyle toplanan yönetim kurulu toplantısına katılmayarak yönetim kurulunu kilitlediklerini, Davacı ile birlikte iki kez davete rağmen yönetim kurulu toplantısına katılmayan diğer iki yönetim kurulu üyesi aynı zamanda şirket çalışanı (genel müdür ve genel müdür yardımcısı) oldukları halde, çalışan sıfatıyla da bilgi vermek için davet edildikleri halde yönetim kurulu toplantısına gelmedekileri için yönetim kurulu üyelikleri baki kalarak; hizmet sözleşmeleri feshedildiğini, Hizmet sözleşmelerinin feshi üzerine adı geçenler tarafından iş mahkemelerinde işe iade ve işçilik alacakları davaları açıldığını, söz konusu fesih işlemleri ile ilgili olarak aktif dava ehliyeti bulunmadığı halde .... Ticaret Mahkemesinin ... E.sayılı dosyasında da dava açıldığını, aynı iddiaları bu dosya da yinelediğini, Tedbir talebinin yersiz olduğunu, Davacının, dava konusu yaptığı sözleşme hükmünün değiştirilmesi konusunda önümüzdeki günlerde yapılması beklenen genel kurulda, gündem maddesi eklenmesi için başvurması mümkün iken; dava yoluna gidilmiş olması, içtenlikten ve hukuki temelden yoksun olduğunu, Şirketin bir aile şirketi olduğu, aile ve şirket sırları dikkate alınarak davacının da olumlu oy vererek katıldığı yönetim kurulu ve genel kurulda yapılan sözleşme değişikliğine karşı butlan tespiti davası açılması kötü niyetli olduğunu, Şirket ve aile dışından bir kişinin genel kurula temsilci olarak gönderilmesi şirketin teamüllerine ve genel amaç ve uygulamalarına uygun düşmediğini belirterek, davanın öncelikle hukuki yarar - dava şartı ve süre aşımı nedeniyle usulden reddine, esasa girilirse esas yönünden de reddine, tedbir isteminin de reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirket esas sözleşmesinin bir maddesinin batıl olduğunun tespiti davasıdır.
Davalı şirket esas sözleşmesinin 11-3. maddesinin üçüncü fıkrası ile pay sahiplerinin genel kurulda temsil edilebilme hakkına ilişkin "Genel Kurul toplantılarında hissedarlar kendilerini bizzat veya usul ve füruğlarına verecekleri vekâletname ile veya diğer hissedarlardan birine verecekleri vekâletname ile temsil edebilirler. Bunun dışında vekâlet verilmesi mümkün değildir. (verilecek vekâletname temsil belgesi şeklinde olabilir) Bir kişinin kendi hissesi hariç vekâleten temsil edeceği hissedar sayısı ikiden fazla olamayacağı gibi toplam sermayenin yüzde yirmisini de aşamaz." şeklinde düzenlemenin yer aldığı görülmüş olup, davalı bu maddenin batıl olduğunu ileri sürmüştür.
TTK'nun Pay sahibinin kişisel hakları başlıklı düzenlemesinde
"I - Genel kurula katılma
1. İlke
MADDE 425- (1) Pay sahibi, paylarından doğan haklarını kullanmak için, genel kurula kendisi katılabileceği gibi, pay sahibi olan veya olmayan bir kişiyi de temsilcisi olarak genel kurula yollayabilir. Temsilcinin pay sahibi olmasını öngören esas sözleşme hükmü geçersizdir.
2. Şirkete karşı yetkili olma
MADDE 426- (1) Senede bağlanmamış paylardan, nama yazılı pay senetlerinden ve ilmühaberlerden doğan pay sahipliği hakları, pay defterinde kayıtlı bulunan pay sahibi veya pay sahibince, yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi tarafından kullanılır.
(2) Hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat eden kimse, şirkete karşı pay sahipliğinden doğan hakları kullanmaya yetkilidir.
3. Pay sahibinin temsili
a) Genel olarak
MADDE 427- (1) Katılma haklarını temsilci olarak kullanan kişi, temsil edilenin talimatına uyar. Talimata aykırılık, oyu geçersiz kılmaz. Temsil edilenin temsilciye karşı hakları saklıdır.
(2) Hamiline yazılı pay senedini, rehin, hapis hakkı, saklama sözleşmesi veya kullanım ödüncü sözleşmesi ve benzeri sözleşmeler sebebiyle elde bulunduran kimse, pay sahipliği haklarını, ancak pay sahibi tarafından özel bir yazılı belge ile yetkilendirilmişse kullanabilir." şeklinde mevzuat hükümleri yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinde, batıl olduğu öne sürülen esas sözleşme maddesine göre bir pay sahibinin temsil yetkisi verebileceği kişilerin, usul ve füruğu (altsoy-üstsoy) ve bir diğer pay sahibi ile sınırlandırıldığı, davacının nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davacının alt soyunun olmadığı, üst soyu olarak ta hayatta olan sadece babası ve şirket ortağı ...'nun bulunduğu, bu kişinin de 1945 doğumlu olup dava tarihi itibari ile 75 yaşında olduğu anlaşılmış olup, şirket esas sözleşmesine göre davacı kendisini sadece 75 yaşında olan babası aracılığı ile temsil ettirebilecektir. Bütün bu hususlar TTK 425 ve 427 maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde TTK'nun 447. Maddesinde yer alan Genel kurulun, Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran kararlarının batıl olduğu hükmü de gözetilerek, dava konusu edilen esas sözleşmenin ilgili maddesinin temsile ilişkin kısmının batıl olduğu kanaatine varılarak bu kısım yönünden dava kabul edilmiştur.
Esas sözleşmesinin 11-3 maddesinin 3. Fıkrasının "(verilecek vekâletname temsil belgesi şeklinde olabilir) Bir kişinin kendi hissesi hariç vekâleten temsil edeceği hissedar sayısı ikiden fazla olamayacağı gibi toplam sermayenin yüzde yirmisini de aşamaz" ifadelerini içerir kısmına yönelik butlan talebi, yukarıda belirtilen kanun maddelerindeki sınırlamalara tabi olmadığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin talep reddedilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı ... Sanayi ve Ticaret AŞ'nin esas sözleşmesinin 11-3 maddesinin 3. Fıkrasının "Genel Kurul toplantılarında hissedarlar kendilerini bizzat veya usul ve füruğlarına verecekleri vekâletname ile veya diğer hissedarlardan birine verecekleri vekâletname ile temsil edebilirler. Bunun dışında vekâlet verilmesi mümkün değildir." ifadelerini içerir kısmının TTK 447/1 madde gereğince batıl olduğunun tespitine,
2-Esas sözleşmesinin 11-3 maddesinin 3. Fıkrasının "(verilecek vekâletname temsil belgesi şeklinde olabilir) Bir kişinin kendi hissesi hariç vekâleten temsil edeceği hissedar sayısı ikiden fazla olamayacağı gibi toplam sermayenin yüzde yirmisini de aşamaz" ifadelerini içerir kısmına yönelik butlan talebinin reddine,
3-Karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil Müdürlüğünde ilan ve tesciline,
4-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.07/12/2020
Başkan ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Üye ...
E-imza
Katip ...
E-imza
