Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2656 Esas 2017/1041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2656
Karar No: 2017/1041
Karar Tarihi: 09.03.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2656 Esas 2017/1041 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla iş bedelinin iadesi, işlemiş faiz ve kira kaybı istemine ilişkin davada, mahkemece verilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana geldiğini belirtmiştir. Anayasa'nın adil yargılanma hakkını düzenleyen maddeye göre, kararlar gerekçeli olmalıdır. Hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; anayasa ve yasa hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Somut olayda mahkeme, gerekçeli kararında 299.619,00 TL iade alacağı yönünden belirtilmesine rağmen hüküm kısmında 229.619,00 TL'ye hükmetti
15. Hukuk Dairesi         2016/2656 E.  ,  2017/1041 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... İkizler Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı ...Dek. Tas. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.06.2014 gün ve 2013/133-2014/180 sayılı hükmü düzelterek onayan Dairemizin 20.01.2016 gün ve 2015/4668-2016/316 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla iş bedelinin iadesi, işlemiş faiz ve kira kaybı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce 20.01.2016 gün 2015/4668 Esas ve 2016/316 Karar sayılı ilâm ile düzeltilerek onanmış, bu kez davacı vekili tarafından süresi içersinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Mahkemece dava kabul edilmiş ve tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında iade alacağıyla ilgili olarak 229.619,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş ise de kararın gerekçe kısmında davacının 299.619,00 TL talep etmekte haklı olduğu belirtilmiş olduğundan hüküm ile gerekçe arasında çelişki meydana gelmiştir.
    Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK"nın 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
    HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.


    Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.”
    Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırıdır.
    Somut olayda mahkemenin gerekçeli kararında davacının iade alacağı yönünden gerekçede 299.619,00 TL"nin istenebileceği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında 229.619,00 TL"ye hükmedilmek suretiyle gerekçe ve hüküm kısmında çelişki yaratılmış olduğundan yasal gerekçeyi taşıyan hüküm kurulduğundan söz edilemez. Yerel mahkemece yapılması gereken iş, kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasındaki çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde yeniden karar vermektir.
    Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerekirken düzeltilerek onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin düzeltilerek onama ilâmının kaldırılması ve işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin salt bu usulü eksikliğe dayalı olarak mahkeme kararının bozulması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 20.01.2016 gün 2015/4668 Esas ve 2016/316 Karar sayılı düzeltilerek onama ilâmının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin davacı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 09.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.