14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine vekili 4545 ve 4543 parsel sayılı taşınmazların 28.02.1955 tarihinde harman yeri vasfı ile kayıtlı iken, kadastro müdürlüğünün mülga 1278 sayılı genelgesi uyarınca hazırlanan değişiklik beyannamesine göre 11.12.1992 tarihinde metruk ve taşlık vasfıyla ... Belediyesi adına tescil edildiğini, 4543 parsel sayılı taşınmazın karayolları Genel Müdürlüğüne satıldığını, 4555 parsel sayılı taşınmazın ise Belediye Encümen Kararı ile arsaya dönüştürülerek 309,32 m2 miktarlı 3298 ada 3 parsel ve 2473,17 m2 miktarlı 3298 ada 4 parsel olarak tapuya tescil edildiğini, Kadastro Kanununun 16/B ve 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesine göre harman yeri nitelikli taşınmazların özel mülkiyete geçirilemeyeceğini belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, 4545 ve 4543 parsel sayılı taşınmazların genelge ve değişiklik beyannamesi uyarınca metruk mezarlık olarak belediye adına tescil edildiğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığını, harman yerleri ve metruk mezarlıkların 4342 sayılı Mera Kanununa tabi olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmaz kadastro tespiti sırasında harman yeri olarak hazine adına tespit edilmiş, daha sonra vasıf değişikliği yapılarak metruk mezarlık niteliği ile davalı Belediyeye tahsis edilmiş, bilahare imar uygulamasına tabi tutulmuştur. Bu şekli ile de belediye tarfından amaca uygun olacak imar çalışması sonrasında harman yeri niteliğinde olmadığı keşfen bilirkişi marifetiyle saptandığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarı da açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itarazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.