19. Ceza Dairesi 2019/9013 E. , 2020/446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 03/10/2013, 25/10/2013 ve 30/11/2013 tarihlerinde işlediği aynı suçlar nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Burhaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2014/33 (E) ve 2014/462 (K) ile Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2014/338 (E) ve 2016/570 (K) sayılı hükümlerin dairemizce incelenerek aynı gün bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan davalar ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1- Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesine aykırılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde anılan Kanun’un 3/10. maddesine aykırılık suçundan hüküm kurmak suretiyle eksik ceza tayini,
2- Sanık hakkında hüküm kurulurken, temel ceza olarak belirlenen 2 yıl 2 ay hapis cezasından, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması sonucu sanığın, 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu 1 yıl 7 ay 23 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek eksik ceza tayini,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ile sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.