Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Toplanan delillerden; davacı-karşı davalı kocanın eşine hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, eşini evden kovduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde başka kadınlarla ilişkiye girdiği; buna karşılıklı davalı-karşı davacı kadının da eşine hakaret ve tehdit ettiği, aşağıladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, iki tarafın açıklanan kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı; ancak davacı-karşı davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında gelişen olaylar ve her iki tarafın boşanma isteğiyle dava açması karşısında, davacı-karşı davalı kocanın davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir. Durum böyleyken; davacı-karşı davalı kocanın boşanma davasınından kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde (TMK. md. 166/2), yetersiz gerekçe ile kocanın davasının reddi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle davacı-karşı davalı koca yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-karşı davalı kocanın, kadının boşanma davası ile boşanmanın eklerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27.12.2012 (Per.)