20. Hukuk Dairesi 2019/5440 E. , 2019/6886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli taşınmaz...mevkii 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava dilekçesinde; 21/05/2009 tarihli kadastro çalışması neticesinde; ....ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla davalı ... beldesi adına tespit edildiği, 21/09/1998 yılında yapılan harita ve kadastro çalışmasında ... ilçesine ait...mahallesi ile ... arasında bulunan Kafadağı mevkiindeki ormanın .... bu yönde mutabakat sağlandığı, uzun yıllar boyunca bu mevkideki ormandan faydalandıkları, ....tarihinde bir harita çalışması yaptırarak .... tarafından kullanılan ....diyerek kendi sınırlarına dahil ettikleri, yeni bir kadastro faaliyeti sonucunda tespit tutanaklarının kadastro müdürlüğünce 07/09/2015 tarihinde 30 günlük askı ilanına çıkartıldığı belirtilerek 21/05/2009 tarihinde yapılan kadastro tespitinin iptali ve taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili talep edilmiştir.
Mahkemece; evrak ve belgelerin incelenmesinden taşınmazla ilgili yeni bir kadastro çalışması yapılmadığı, 2009 yılında yapılan kadastro faaliyeti sonucunda taşınmazın orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, tespitin kesinleşerek tapuya kayıt ve tescil edildiği davacının, 20/04/2009- 20/05/2009 tarihleri arasında askı ilanına çıkartılarak kesinleşen orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına kayıtlı 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaza süresi içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Çekişmeli parselin bulunduğu yerde; 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesinin 3. fıkrasında yapılan değişik ile çalışma alanında orman bulunması nedeniyle 2009 tarihinde çalışmalar yapılmıştır.
Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Somut olayda dava konusu 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesi ile 20.04.2009 ile 20.05.2009 tarihlerin askı ilanına çıkarıldığı 21.05.2009 tarihinde ise kesinleştiği ve tapu kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Taşınmazın kadastro tutanağı, dava tarihinde kesinleşmiş olduğuna göre, görevli mahkeme, kadastro mahkemesi olmayıp genel mahkemedir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2019 günü oy birliği ile karar verildi.