11. Hukuk Dairesi 2018/5845 E. , 2019/6978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/09/2017 tarih ve 2016/88 E. - 2017/283 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 12/07/2018 tarih ve 2018/190 E. - 2018/826 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tuğla ve kiremit üreticilerinin oluşturduğu bir meslek birliği olduğunu, üyelerinin haklarını koruduğunu, davalının 21.10.2015 tarihinde 2015/00133 numara ile tescil ettirdiği faydalı model ürününün yeni olmadığını, bir tuğlanın faydalı modelin istemlerinde belirtildiği şekliyle delik sıra sayıları ile imal edilmesinin ona yenilik vasfını kazandırmayacağını, istemlerdeki hücre sayısının dünyada daha önce de uygulandığını, bu uygulamanın mevcut tuğlaların sağlayamadığı yenilik ve avantaj sağlayıcı bir özellik getirmediğini, bir tuğlanın delik sıra sayısının sınırlanamayacağını, tuğladaki delik sıra sayısının, ek ısı yalıtım malzemeleri kullanımını ortadan kaldıracağı yönündeki iddianın da gerçek dışı olduğunu, TSE tarafından tuğlalardaki delik sıra/hücre sayısına alt sınır getirildiğini, üst sınır getirmenin mümkün olmadığını, üst sınır bakımından üreticilerin serbest bırakıldığını, bu şekilde delik sayısını artırmanın yenilik olmayacağını, TSE standardında delik sıra sayısı ile ısıl iletkenlik arasında direkt bir bağlantı kurulduğunu, standartta sunulu değerler ve sayı-ısıl iletkenlik ilişkisi nedeniyle yenilikten bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, davalının faydalı modelinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının göstermiş olduğu örneklerin yeniliği ortadan kaldırmadığını, faydalı model konusu tuğlanın ağırlığı ve şekli ne olursa olsun hücre sayısının artırılarak, gerekli yalıtımı sağlaması durumunun, "seçimlik buluş" kavramı gereği olduğunu, bu durumun Avrupa Patent Ofisi kılavuzunda yer alan bir kavram olduğunu, dolayısıyla TSE standartlarında üst sınırın serbest bırakılmış olmasının, buluşun yeniliğini ortadan kaldırmayacağını, spesifik belirlemenin yeni olarak kabul edileceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 2015 00133 Y sayılı "başlıca inşaat sektöründe duvarlarda kullanılan ve ısı iletkenlik değerini azaltarak ısı yalıtımı sağlayan tuğla" şeklinde buluş olarak tescil edilen faydalı model belgesinin yeni olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu TR 2015/00133 Y sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalının 2015 00133 Y sayılı ve "başlıca inşaat sektöründe duvarlarda kullanılan ve ısı iletkenlik değerini azaltarak ısı yalıtımı sağlayan tuğla" başlıklı buluşunun yeni olmadığının usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, konusunda uzman bilirkişi heyet incelemesi ile tespit ettirilmiş bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.