Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6652
Karar No: 2021/2544
Karar Tarihi: 03.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/6652 Esas 2021/2544 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Denizli 4. İş Mahkemesi'nde görülen bir dava, poliçe limitleri dahilinde sorumluluğu bulunan şirketin itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, davalının sorumlu olduğunu belirterek, itirazın iptaline karar vermiştir. Ancak dosya incelendiğinde, kazaya sebep olan aracın davalı şirket yerine başka bir sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, bu hususun araştırılmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun yararına temyiz istemiş ve davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tarafların kimlik ve sübjektif haklarına ilişkin maddi hukuk sorunlarının saptanması, tarafların davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip olup olmadıklarının belirlenmesi gerekir. Davada taraf olarak görünen kişilerin davacı veya davalı olarak sıfat sahibi olmaması durumunda, dava konusu hakkın var olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir. Kanun yararına bozma talebi kabul edilmiş ve karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 363/1 ve 363/3 maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesi.
10. Hukuk Dairesi         2019/6652 E.  ,  2021/2544 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    ...

    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, kesin olarak verilen karara karşı, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 363/1 maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2019 gün ve 2019/16311 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz isteğinde bulunmuş olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalı ... şirketinin sigortalısı ... "ye ait aracın, 15.06.2016 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu, kurum sigortalıları ...,...’ya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinin istenildiği işbu davada, mahkemece, davalının poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu belirtilerek, itirazın iptaline kesin olarak karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hükmü, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına temyiz etmiştir.
    Dosya kapsamından, kazaya sebebiyet veren aracın, kaza tarihinde (15.06.2016) davalı Halk Sigorta A.Ş. yerine, Ergo Sigorta A.Ş. (HDI sigorta A.Ş."ye devredilmiştir) tarafından, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesinin yaptırılmış olduğu, mahkemece, bu husus araştırılmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. Maddesi “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” hükmüne amirdir.
    Diğer taraftan, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, ilgili sigorta şirketinden bilgi ve belgeler temin edildikten sonra davalı Halk Sigorta A.Ş. yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
    Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın Kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın Kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Denizli 4. İş Mahkemesinin anılan kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK"nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK"nın 363/3. maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 03/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi