5. Ceza Dairesi 2016/2418 E. , 2018/3527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ...
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde Kuşadası Belediye başkanı olan sanık hakkında belediyeye ait taşınmazın, sözleşmeye aykırılık nedeniyle kira sözleşmesini feshetmemesi ve belediye meclisinin tahliye kararını uygulamaması sonucu belediyeyi zarara uğrattığı kabulüyle mahkumiyetine karar verilmiş ise de; zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 gün ve 2009/16 E. 2013/592 K. sayılı ilamıyla sanığın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/2438 Esasında kayıtlı olduğu, 18/12/2008 tarihli idddianamede suç tarihinin 2000-2006 olarak gösterildiği, yine Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2016 gün ve 2014/631 E. 2016/949 K. ilamıyla sanığın görevi kötüye kullanma suçundan beraatine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2017/6145 Esasında kayıtlı olduğu, 09/05/2011 tarihli idddianamede suç tarihinin 2004-2010 yılları arası olarak gösterildiği, iş bu kamu davasında ise 07/10/2009 tarihli iddianamede suç tarihinin 03/04/2007 olarak gösterilmesi, yine sanığın UYAP sisteminde yapılan kontrolde derdest olmayan aynı suçtan başka
dosyalarının da olduğunun anlaşılması karşısında; yukarıda tespitleri yapılan dosyalar ve kesinleşen aynı suçtan yürütülen diğer dosyaların tespiti ile suç ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesinti durumu da nazara alınıp derdest olan dosyaların birleştirilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekliliğinin tespiti halinde sanığa verilecek cezada 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dosyalarda verilen cezanın bu cezadan mahsup edilmesi gerektiği halde eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2014 gün ve 675-427 ile 27/05/2014 gün ve 54-280 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararına ve yerleşik uygulamasına göre, uyma kararı, ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardan olduğu cihetle, bozmaya uymakla yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme görevi doğması karşısında, uyulmasına karar verilen Dairemizin 17/12/2013 günlü bozma ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bend halinde sayılan hususlar, aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetli değerlendirilip, suç kastındaki yoğunluk, suç konusunun önem ve değeri, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere meydana gelen kamu zararının yüksek oluşu gözetilerek ilgili kanun maddesindeki hapis cezasının alt sınırdan epeyce uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilerek, Dairemizin 17/12/2013 günlü bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra dönülemez nitelikteki bu kararın gereği tam olarak yerine getirilmeden hüküm kurulması,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 günlü 2011/5-104 Esas, 2011/183 sayılı kararında belirtildiği üzere TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olması ve 20/12/2011 günlü sanık aleyhine temyiz bulunmayan hükmün Dairemizin 17/12/2013 günlü ilamıyla kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla bozulmasına karar verilmesi karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 20/12/2011 tarihli hükmün aleyhe temyiz edilmemesi nedeniyle bu hükümdeki ceza miktarı bakımından kazanılmış hak hükümleri saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek hükmün CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA, 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.