Esas No: 2018/2358
Karar No: 2021/3870
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay 3. Daire 2018/2358 Esas 2021/3870 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2358
Karar No : 2021/3870
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU:… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden alınamayan 2014 ila 2016 yıllarına ait kurumlar vergisi, geçici vergi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emri ile yine aynı sıfatla düzenlenen, aynı tarih ve … ile …takip numaralı ödeme emirlerinin; çevre idari para cezası, çevre idari para cezası dönüşüm gelirleri ve Karayolu Taşıma Kanunu İdari Para Cezası haricindeki kısımlarının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan borçların asıl borçlu şirketin 6736 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvurular üzerine yapılandırıldığı ve ödenmeye başlandığının anlaşıldığı, bu nedenle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde aranan, borçların "tamamen veya kısmen tahsil edilememe veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması" koşulunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davacı adına düzenlenen ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlunun yapılandırma talebinin, davacı adına ödeme emri düzenlenmesinden sonra olduğu ve kamu borcunun asıl borçludan tahsil edilememesi durumunda davacıdan tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu, yapılandırmanın ihlali halinde takibin kaldığı yerden devam etmesi için dava konusu ödeme emirlerinin iptal edilmemesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediği ortaya konulmadan tarafına ödeme emri düzenlendiği, şirket tarafından borcun yapılandırılmasının alacağın tahsil edilememe kabiliyetini ortadan kaldırdığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden alınamayan 2014 ila 2016 yıllarına ait kurumlar vergisi, geçici vergi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emri ile yine aynı sıfatla düzenlenen, aynı tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin; çevre idari para cezası, çevre idari para cezası dönüşüm gelirleri ve Karayolu Taşıma Kanunu İdari Para Cezası haricindeki kısımlarının iptalinin istendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun'un 10. maddesinde öngörülen sorumluluk; kanuni temsilcilik sıfatının kazanıldığı tarih ile sona erdiği tarih arasında kalan dönemde yerine getirilmesi gereken vergilendirme ödevleriyle sınırlıdır.
Kamu borçlusu şirkette kanuni temsilcilik görevinin bulunmadığı 23/01/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nden anlaşılan davacının, şirkete ait ve şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığından, dava konusu ödeme emrilerinin yazılı gerekçeyle iptali yolundaki Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.