Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/32
Karar No: 2021/1487
Karar Tarihi: 20.09.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/32 Esas 2021/1487 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/32
Karar No : 2021/1487

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 28/09/2020 tarih ve E:2020/1817, K:2020/2291 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 07/05/2020 tarih ve 31120 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Finansal Piyasalarda Manipülasyon ve Yanıltıcı İşlemler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 28/09/2020 tarih ve E:2020/1817, K:2020/2291 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2., 14. ve 15. maddeleri, Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 95. maddelerinden bahsedilerek;
Dava konusu Yönetmeliğin, 19/10/2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 76/A maddesi kapsamına giren, finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlem ve uygulamaların belirlenmesi amacıyla yayımlandığı; davacı Baro tarafından dava konusu Yönetmelik maddesinin, Baronun ve avukatlık mesleği mensuplarının (üyelerinin) ne tür bir menfaatini ihlâl ettiğinin ortaya konulamadığı,
Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde sayılan baroların görevleri göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu Yönetmeliğin davacı Baro tüzel kişiliğinin hak ve menfaatlerini doğrudan etkilemediği gibi, avukatlık mesleğine yönelik herhangi bir düzenleme de getirmediği; öte yandan, anılan Kanun ile barolara verilen "hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak" görevinin ise barolara avukatlık mesleği ile ilgili meşru, güncel ve kişisel alâkası bulunmayan konularda da dava açma imkânı vermeyeceği, aksinin kabulü hâlinde baroların başta diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ilgilendiren konular olmak üzere diledikleri her konuda dava açabilmeleri sonucunun doğacağı ve bunun ise idari yargıda dava açma ehliyetine ilişkin düzenlemenin amacına aykırı olacağı dikkate alındığında, dava konusu Yönetmelik maddesi ile Ankara Barosu Başkanlığının menfaat alâkasının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/12/2017 tarih ve E:2014/3568, K:2017/4135 sayılı ve 17/12/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/552 sayılı kararlarının da bu yönde olduğu,
Bu itibarla, davacı Baronun 07/05/2020 tarih ve 31120 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Finansal Piyasalarda Manipülasyon ve Yanıltıcı İşlemler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin iptali istemiyle dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, iptali istenilen işlem ile getirilen değişiklik ile suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği, davalı idare tarafından kendisine verilen yetki aşılarak yönetmelikle suç ve ceza belirlendiği, düzenlemenin hukuk devleti ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiği, dava konusu işlem ile temel insan haklarına müdahale edildiği gibi, idarenin kamu yararına uygun karar alırken hukuk devleti ilkesi gereğince uyması gereken kurallar olması karşısında bu kurallara uyulmaması halinde hukukun üstünlüğünün sağlanması yönünde barolara verilen yetki kapsamında Barolarının dava açma hakkının bulunduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddelerinde barolara hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak görevi ve yetkisinin verildiği, Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda baroların dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararını, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarının ihlal edilip edilmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü ve daha geniş yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararının bulunduğu, baroların herhangi bir meslek kuruluşu olarak kabul edilmediği, hukuk devleti ilkesi, toplumsal olaylar, kamu yararı, hukukun üstünlüğü ve insan hakları söz konusu olduğunda dava ehliyetinin varlığının şüphe götürmediği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu Yönetmelik'in dayanağı olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 76/A maddesi ile sorumluluk yüklenen kişilerin bankalar olduğu, bu maddeye aykırı işlemlerin yaptırımının hüküm altına alındığı Kanun'un 146. maddesinin birinci fıkrasının (s) bendi ile de Kanun kapsamındaki bankalar için idari yaptırım belirlendiği, söz konusu düzenlemede temel insan haklarına herhangi bir müdahalenin söz konusu olmadığı, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmadığı, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 28/09/2020 tarih ve E:2020/1817, K:2020/2291 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 20/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinde; baroların, avukatlık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş iken 10/05/2001 tarih ve 24398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Kanun'un 76. maddesinde değişiklik yapılarak; barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış; 1136 sayılı Kanun'un Baro Yönetim Kurulunun görevlerinin düzenlendiği 95. maddesine yine 4667 sayılı Kanun ile eklenen 21. bentte de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
1136 sayılı Kanun'un 76. ve 95. maddelerinde yapılan ve yukarıda açıklanan yasal değişiklikten sonra baroların; mesleki bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip olduğu açıktır.
Danıştay kararları ışığında konuya bakıldığında; Avukatlık Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarını ihlal edip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü, ancak daha geniş yorumlandığı görülmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, Baronun açtığı başka bir davada 07/04/2005 tarih ve E:2003/417, K:2005/234 sayılı kararıyla; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli bulunan Baronun, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Anayasa'nın eşitlik ilkesi, kişinin dokunulmazlığı ilkesi, özel hayatın gizliliği ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin ancak Kanunla sınırlanabileceği ilkesinin ihlal edildiğini, öğrenim özgürlüğünün engellendiğini öne sürerek bakılan davayı açtığı göz önünde bulundurulduğunda, iptalini istediği Yönetmelik hükümleri ile menfaat ilgisinin bulunduğunun açık olduğu gerekçesiyle davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Dava açma ehliyeti, davanın esasının incelenebilmesinin ön koşuludur. Bu aşamada davacı iddialarının hukuken doğru olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamaz. Davada menfaat ihlalinin olup olmadığının saptanabilmesi için, öncelikle davacının iddialarına bakılması gerekmektedir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 76/A maddesi kapsamına giren, finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlem ve uygulamaların belirlenmesi amacıyla 07/05/2020 tarih ve 31120 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Finansal Piyasalarda Manipülasyon ve Yanıltıcı İşlemler Hakkında Yönetmeliğin manipülasyon ve yanıltıcı işlem sayılan fiillerin tek tek sıralandığı 4. maddesinin iptali istemiyle ve suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği, davalı idarenin kendisine verilen yetkiyi aşarak yönetmelikle suç ve ceza belirlediği, düzenlemenin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu iddialarıyla açılan davanın, bu özelliği itibarıyla genel kamu yararı ve hukukun üstünlüğü ile ilgili bulunduğu açıktır.
Bu nedenle, düzenlemenin değinilen niteliği ve hukukun üstünlüğünü koruma görevi ve yükümlülüğü bulunan davacı Baronun, dava açma ehliyeti bulunduğundan, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi için Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi