2. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/25476 Karar No: 2012/31802
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/25476 Esas 2012/31802 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2012/25476 E. , 2012/31802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi TARİHİ :22.12.2011 NUMARASI :Esas no:2009/765 Karar no:2011/1334
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından kusur belirlemesi, nafaka, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı kocanın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı koca, Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/349 esas, 2005/908 karar ve 06.05.2005 tarihli kararı ile Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince kısıtlanmıştır. Davacı-karşı davalı koca hakkındaki vesayet kararı Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.05.2010 tarihli ek kararı ile kaldırılmıştır. Davacı-karşı davalı koca, Türk Medeni Kanununun 166/son hukuki sebebine dayalı olarak 08.06.2009 tarihinde dava açmıştır. Kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak olan reddedilen boşanma davası ise 22.05.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı-karşı davalı kocaya kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet olayı kocanın akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu döneme ilişkindir. Akıl hastası olarak kısıtlanmış kişinin fiil ehliyeti yoktur. Fiil ehliyeti bulunmayana kusur da yüklenemez. Bu nedenle davacı-davalı kocaya akıl hastası olduğu dönemden dolayı kusur yüklenemez. Kısıtlılık davanın açılmasından sonra sona erdiğinden, sonraki dönem için de bu dava bakımından kusurdan söz edilemez. Ne var ki reddedilen ilk davayı açtığı sırada ehliyeti tam olan koca, ilk davayı açarak boşanma sebebi yarattığından; ilk davadaki durumu nedeniyle koca kusurlu sayılmalıdır. Ne var ki bu durum Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesindeki kusur koşulunu karşılarsa da; bu kusurluluk kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemeyeceğinden manevi tazminata ilişkin Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesindeki koşulu karşılamaz. Bu durumda; davalı-davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı koca yararına manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadının manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz incelemesine konu edilip bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Sema"ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Oktay"a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.12.2012(Çrş.)