5. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3976 Karar No: 2017/18350 Karar Tarihi: 11.09.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/3976 Esas 2017/18350 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2017/3976 E. , 2017/18350 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1) Dava konusu ... ada ... parsel ve ... ada ... (ifrazla ... parsel) parsel sayılı taşınmazların kıymet takdir raporunda kapama zeytin olarak alındığı, mahkeme gözleminde de kapama zeytin niteliğinde olduğu belirtildiğinden, zeytinin dekar başına verim miktarlarının İl/İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2014 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan getirtilerek hesaplama yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2) Kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre % 5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 olarak kabulü ile az bedel tespiti, 3) Dava konusu taşınmazların konumu, bilirkişi raporlarında yazılı özellikleri gözönünde bulundurulduğunda, objektif değer arttırıcı unsur oranının %100 olacağı gözetilmeden, yazılı şekilde eksik bedel tespiti, 4) Davanın niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, 5)Tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.