
Esas No: 2021/2221
Karar No: 2021/4233
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay 4. Daire 2021/2221 Esas 2021/4233 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2221
Karar No : 2021/4233
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- Tasfiye Halinde ... Düğme Aksesuar Bijuteri İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı adına, komisyon karşılığında sahte fatura düzenleme faaliyetinde bulunarak komisyon geliri elde ettiğinden bahisle hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu dikkate alınarak verilen takdir komisyonu kararına istinaden resen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2017 yılı kurumlar vergisi ve üç kat vergi ziyaı cezalı 2017/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin yapılan yoklamalarda faal olması, dönemler itibariyle değişiklik göstermekle birlikte ortalama 1-3 arası sigortalı çalışanı olması, 10/11/2017 tarihli yoklamadan sonra deposunun mevcut olması, Mayıs 2015 tarihli yoklamada depo olmamasına rağmen merkez iş yerinde 9.000.000,00 TL tutarında ve Kasım/2017 tarihli yoklamada 9.400.000,00 TL tutarlı emtia bulundurması, 79.923,73 TL vergi borcu aslı ödemesinin olması ve Ba-Bs bildirimlerinin ekseriyetle uyumlu olmasına rağmen, davacı şirketin mal ve/veya hizmet aldığını bildirdiği mükelleflerin ekseriyetle haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden meydana gelmesi, 2016 ve 2017 hesap dönemlerinde yüksek tutarda katma değer vergisi matrahı beyan etmesine rağmen hiç ödenecek katma değer vergisi beyan etmemesi ve yüksek tutarda sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi beyan etmesi, iş yerinde dönemler itibariyle değişiklik göstermekle birlikte sadece 1-3 arası sigortalı çalışanı olmasına ve yüksek ciro elde etmesine rağmen SGK prim ödemelerinin düzenli olarak yapılmaması ve gecikme zamları dahil 24.369,64 TL birikmiş borcun bulunması, nakliye aracının bulunmaması ve şirket yetkilisince satılan malların kargo firmaları aracılığıyla firmalara gönderildiğinin belirtilmesine rağmen, 2016 ve 2017 yıllarında toplam 5.057,29 TL gibi ufak miktarda kargo giderinin olması, satış tutarlarına göre banka hesabına çok düşük tutarlarda para girişi olması, hesap bakiyelerinin ticari faaliyet hacmine göre çok düşük tutarda seyretmesi ve şirket hesaplarına intikal eden paranın çoğunlukla aynı gün içerisinde mükellef kurum yetkilisi tarafından çekilmesi, şirketin yüksek ciroya rağmen, 2016 ve 2017 yıllları toplam 1.867,52-TL gibi düşük tutarlarda elektrik tüketim giderinde bulunması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, anılan şirketin 2016 hesap döneminde düzenlemiş olduğu tüm belgelerin sahte belge olduğu, 2017 yılında yurtdışı satışlar dışında yurtiçi satışlara ilişkin düzenlenen tüm belgelerin sahte olduğu sonucuna varılmakla, elde edilen komisyon gelirine ilişkin olarak vergi tekniği raporu uyarınca sevk olunulan takdir komisyonu tarafından süregelen Danıştay içtihatları çerçevesinde %2 oranında komisyon geliri hesaplanarak takdir edilen matrahlar üzerinden davacı adına yapılan cezalı vergilendirmeye gidilmesinde hukuka aykırılık görülmediği, davacı tarafından beyan ve tahakkuk ettirilen kurumlar ve kurum geçici vergilerinin terkin edildiği yönünde herhangi bir iddia ve dosyada bilgi-belge bulunmadığı da dikkate alındığında, davacı adına komisyon geliri nedeniyle yapılan kurumlar ve geçici vergi tarhiyatlarından, davacı tarafından beyan edilen kurum ve kurum geçici vergileri düşülerek cezalı vergilendirmeye gidilmesi gerekirken, davalı idarece, bu husus göz ardı edilerek gerçekleştirilen cezalı tarhiyatların, beyan ve tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin kısmının mükerrer olduğu ve mahsup süresi geçen dava konusu 2017/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri için re’sen tarh edilen geçici vergilerde hukuka uygunluk bulunmadığı, geçici vergiler üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarının, yukarıda açıklanan sebeple ve karar doğrultusunda hesaplanacak vergi asıllarının bir katına ilişkin kısmında hukuka aykırılık, fazlaya ilişkin kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, resen tarhiyat yapılabilmesi için somut bilgi ve belgelere ulaşılmasının gerekli olduğu, olayda resen takdir sebebi olmadığı, defter kayıtlarının ve belgelerin ihticaca salih olduğu ve ibraz edildiği, vergi tekniği raporundaki değerlendirme ve tespitlerin varsayımdan ibaret olduğu, aleyhine olarak tespit edilen tek hususun sigorta prim borçlarının ödenmemesinden ibaret olduğu, alımların ise gerçek bir ticari ilişkiye dayandığı, aksini ortaya koyacak herhangi bir somut tespitin bulunmadığı, tarhiyatların somut verilere dayanmadan yapıldığı, emsal yargı kararlarının bulunduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı tarafından, yasal mevzuatlara istinaden yapılan işlemlerin yerinde olduğu, davacıya fatura düzenleyen mükellefin gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı hakkında 2016 ve 2017 hesap dönemlerine ilişkin olarak sahte belge düzenleme yönünden yapılan inceleme sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda özetle; davacının imitasyon (taklit) takılar ve ilgili eşyaların imalatı faaliyetine yönelik olarak 28/02/2014 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği ve mükellefiyetinin devam ettiği, 500.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, davacı hakkında yapılan yoklamalarda iş yerinin faal olduğu, yoklamalar esnasında yüksek tutarlı emtiaların bulunduğu ve davacı şirkette dönemler itibariyle 1-3 arası sigortalı çalışanın olduğu tespitlerinin yapıldığı, 2016 hesap dönemi toplam katma değer vergisi matrahının 18.734.776,59 TL, 2017 hesap dönemi toplam katma değer vergisi matrahının 27.217.228,72 TL olduğu, davacı tarafından 2016 ve 2017 hesap dönemlerinde yüksek tutarda katma değer vergisi hasılatı beyan edilmesine rağmen hiç ödenecek katma değer vergisi beyan edilmeyip yüksek tutarda sonraki dönemlere katma değer vergisi beyan edildiği, kuruluş tarihinden itibaren vergi borçlarının yalnızca 79.923,73 TL tutarında kısmının ödendiği, vadesi geçmiş ve bugün ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 88.902,73 TL olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan yazışmalar neticesinde davacının sigorta primlerini düzenli ödemediğinin tespit edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı gecikme zamları dahil toplam 24.369,64-TL birikmiş borcunun olduğu, davacının 2016 hesap döneminde (92) belge karşılığında 18.747.558,00 TL tutarında fatura düzenlediği, karşılık Ba bildirimlerinde ise (90) belge karşılığında 18.723.400,00 TL mal/hizmet satın alındığının diğer mükelleflerce bildirildiği, davacının 2016 hesap döneminde (100) belge karşılığında 22.759.740,00 TL tutarında mal/hizmet satın aldığını bildirdiği fakat Bs bildiriminde bulunan mükelleflerin bildirimlerine göre davacıya (98) belge karşılığında 22.753.490,00 TL fatura düzenlendiği, davacının 2016 hesap döneminde (146) belge karşılığında toplam 28.238.695,00 TL tutarında fatura düzenlediği, karşılık Ba bildiriminde ise (136) belge karşılığında 28.288.252,00 TL mal/hizmet satın alındığının diğer mükelleflerce bildirildiği, davacının 2017 hesap döneminde (95) belge karşılığında toplam 29.920.844,00 TL tutarında mal/hizmet satın aldığını bildirdiği fakat Bs bildiriminde bulunan mükelleflerin bildirimlerine göre davacıya (90) belge karşılığında 27.234.178,00 TL fatura düzenlendiği, davacının bildirdiği Ba-Bs formları ile diğer mükelleflerce verilen Ba-Bs formları arasında, dönem, belge adedi, mal ve hizmet tutarı bakımından uyumsuzluklar bulunduğunun tespit edildiği, davacının mal ve hizmet alışında bulunduğu mükelleflerin bir kısmı hakkında sahte belge düzenlemeden kaynaklı vergi tekniği raporu tanzim edilen, bir kısmı hakkında sahte belge kullanmak veya düzenlemekten dolayı olumsuz tespitler bulunan mükelleflerden veya yapılan yoklamalar neticesinde gerçek bir faaliyeti bulunmadığı tespit edilerek faaliyeti ve mükellefiyeti resen terkin edilen mükelleflerden meydana geldiği, çoğunlukla tek çalışanı olmakla beraber bu çalışanların kısa süre şirkette çalışıyor gözüküp daha sonra ayrıldıklarının görüldüğü, ifadesine başvurulan çalışanlardan olan ... tarafından davacının faaliyetleri arasında yer almayan boya püskürtme işinde çalıştığını beyan ettiği, bir diğer çalışan olarak gözüken ...'nin ise şirketin faaliyetine ilişkin açık ve net bir tanıklıkta bulunumadığı, davacı tarafından 2016 hesap döneminde 85.106,85 TL, 2017 hesap döneminde ise 81.353,22 TL gider beyan edildiği, davacının ihracat beyannamelerine ilişkin Muratbey Gümrük Müdürlüğü tarafından, beyannamelerin yurtdışı edildikleri ve söz konusu firma hakkında herhangi bir olumsuz durum kaydına rastlanmadığının belirtildiği, davacının banka hareketlerinin incelenmesinden satış tutarlarına göre banka hesabına çok düşük tutarlarda para girişi olduğu ve bununla beraber hesap bakiyelerinin ticari faaliyet hacmine göre çok düşük tutarlarda seyrettiği, şirket hesaplarına intikal eden paranın çoğunlukla aynı gün içerisinde davacı kurum yetkilisi tarafından çekildiğinin tespit edildiği, davacı kurum temsilcisi tarafından nakliye araçlarının bulunmadığı, satılan malların kargo firmaları aracılığıyla firmalara gönderildiği belirtilmesine rağmen, davacı tarafından kargo gideri olarak 2016 hesap döneminde toplam 3.664,83-TL, 2017 hesap döneminde 1.392,46-TL beyanda bulunulduğu, 2016 hesap döneminde 18.747.558,00-TL, 2017 hesap döneminde 28.238.695,00-TL satış bildiren firmanın bu denli ufak miktarda kargo gideri olmasının ticari ve teknik icaplara aykırı olduğu, ayrıca yüksek tutarlı cirolara ulaştığını bildiren firmanın tek çalışanla, yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen verilerden çok cüzi miktarlarda olan telefon, internet ve elektrik giderleriyle bu organizasyonu yürütebilmesinin ticari ve teknik icaplara aykırı olduğu, davacının sermayesinin bildirilen yüksek tutarlı iş hacmini gerçekleştirmeye yetecek miktarda olmadığı tespitleri doğrultusunda; davacı şirketin münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla faaliyet gösterdiği, ödevlerini tam olarak yerine getirmediği, vergi borçlarını ve sosyal güvenlik primlerini ödemediği ve sahte fatura düzenlemek amacıyla kurulmuş paravan bir şirket olduğu, herhangi bir gerçek ticari faaliyetinin bulunmadığı, sadece sahte belge ticareti yapabilmek için mükellefiyet tesis ettirip belge bastırdığı, 2016 hesap döneminde düzenlemiş olduğu tüm belgelerin sahte belge olduğu, 2017 yılında yurtdışı satışlar dışında yurtiçi satışlara ilişkin düzenlenen tüm belgelerin sahte olduğu, düzenlenen fatura tutarları karşılığında gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasının olmadığı, faturaların belli bir komisyon karşılığı sahte olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, davacı hakkında yapılan yoklamalarda iş yerinin faal olduğu, iş yerinde yüksek tutarlı emtiaların bulunduğu ve sigortalı çalışanın olduğu tespitlerinin yapıldığı, davacının bildirdiği Ba-Bs formları ile diğer mükelleflerce verilen Ba-Bs formları ve davacının katma değer vergisi matrahının uyumlu olduğu, kuruluş tarihinden itibaren 79.923,73-TL vergi borcu ödemesinde bulunduğu, ödemelerin banka hesaplarından yapıldığı tespitleri karşısında eksik incelemeye dayalı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.