Hukuk Genel Kurulu 2016/1336 E. , 2018/322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 14. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 14. Hukuk Dairesince;
“Dava, hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesinde, yazılı ve duruşmada alınan beyanlarında özetle;
Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/262 Esas, 2013/654 Esas ve 2013/504 Esas sayılı dosyalarının yargılaması sırasında mahkemenin 2008/243 Esas sayılı dosyanın “Mahkemenin 2008/243 E. sayılı dosyasının Yargıtay"da kesinleşmesinin beklenilmesine” şeklinde ara kararlar verdiğini, oysa 2008/243 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasına dayanak olan resmi senedin sahteliğinin tespiti için sonradan açtığı davaların öncelikle incelenmesi ve sonuçlandırılması gerektiğini, 6100 sayılı HMK"nın 208/4 maddesinde resmi bir senetteki yazı ve imzayı inkar eden tarafın bu iddiasını ilgili evraka resmiye kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanacağının düzenlendiğini, doktrindeki görüşlere göre de sahtelik davası açıldığında asıl davaya bakan mahkemenin sahtelik davasını bekletici sorun yapması gerektiğini, kendisinin bu hususta ihbar olunan hakimi 10.10.2014 tarihli dilekçesiyle de uyardığını, ancak aradan geçen uzun süreye rağmen yukarıda belirtilen sahtelik davasının asıl davanın sonucunu beklemeye devam ettiğini, yasal ve yeterli bir gerekçeye dayanmayan bu işlemler nedeniyle gerçek hak sahibi kısıtlı Safiye Polat"ın ve diğer mirasçının telafisi olmayan zararlara uğrama tehlikesinin bulunduğunu, ihbar olunan hakimin yargılama faaliyetinden dolayı HMK"nın 46/1 (c) ve (e) maddeleri gereğince Devlet aleyhine 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yukarıda belirtilen dosyalarda aynı mahkemenin 2008/243 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi şeklindeki ara kararların hukuka aykırı olduğunun tespitini talep ve dava etmiş, ayrıca Dairemizde ilk derece mahkeme sıfatıyla derdest olan 2014/3 Esas sayılı dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirterek birleştirme kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmada alınan beyanlarında; salt lehte veya aleyhte karar verilmiş olmasının veya davanın sonuçlanma süresinin uzamasının hakimin sorumluluğunu gerektirmeyeceğinin, HMK"nın 46. belirtilen koşulların bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Dairemizin üyelerinden İrfan Doğan tarafından 17.03.2015 tarihinde ön inceleme duruşması yapılmış; davacı ve davalı vekili sulh olmak istemediklerini bildirmişlerdir.
Dairemizce davaya dayanak Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/262 Esas, 2013/504 Esas ve 2008/243 Esas sayılı dosyaları ile Dairemizin 2014/3 Bidayet Esas sayılı dosyası tetkik olunmuştur.
Sahteciliğin tespiti iddiasıyla açılan davalarda sonucu beklenen Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 Esas sayılı dosyasında; davacı Safiye Polat, kayden maliki olduğu 580 ve 581 parsel sayılı taşınmazların hile ve sahte belgeler düzenlenmek suretiyle davalılar adına tapuya tescil edildiğini, okuma yazmasının bulunmadığını, tescil dayanağı resmi senetteki mühürün kendisine ait olmadığını, Tapu Sicil Tüzüğüne uygun düzenlenmediğini, birleşen dava dosyasında da miras bırakanın Hüseyin Polat"a ait 582 parsel sayılı taşınmazın düzmece borç alacak ilişkisi düzenlenerek ve murisin kandırılarak tapuya götürülmek suretiyle devrin yapıldığını, resmi senedin sahte olduğunu, senetteki imzanın murise ait olmadığını, birleşen diğer dava dosyasında ise 580 sayılı parselin tapu kaydındaki yüzölçümünün yanlış yazıldığını belirterek düzeltilmesini istemiş, yargılama sırasında Safiye Polat vesayet altına alınarak kendisine Hatice Demirok vasi olarak atanmış, 582 no"lu parselin tapusunun iptali ve tescili istemiyle açılan birleşen Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/200-155 E.K. sayılı dava dosyasında Hatice Demirok"un 582 no"lu parsel ile ilgili dava konusunu 03.04.2012 tarihli dilekçe ekindeki “Dava Konusu Devir Sözleşmesi” ile ..."a devrettiğini bildirmiştir.
Mahkemece 580, 581 ve 582 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak açılan davalarda; taşınmazların tapuda devrinin 1969 yılında yapıldığı ve zilyetliklerinin de davalıların murisi Mustafa Kulaklı"ya devredildiği, o tarihten beri de davalılar tarafından kullanıldığı, her ne kadar yolsuz tescil iddiaları ile ilgili zamanaşımı ve hak düşürücü süre öngörülmemiş ise de, akdin kırk yıl önce yapıldığı, taşınmazların fiilen teslim edildiği, taşınmaz devri için bir kısım ödemelerin yapıldığı ve açılan davanın TMK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine, 580 no"lu parselin yüzölçümünün düzeltilmesi istemli davanın ise aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, ..."un davada dahili davalı olarak yer aldığı ve hükmü temyiz ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.12.2013 tarihli 2013/15080-18028 E.K. sayılı ilamıyla “birleşen dosyada Hatice Demirok"un ... ile yapmış olduğu 27.11.2012 tarihli dava konusu devir sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 183.(818 sayılı Borçlar Kanununun 162.) ve devam eden maddelerinde öngörülen “alacağın temliki” niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak bir alacağa ilişkindir. Oysa eldeki davada yapılan temlikin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan temliknamenin yasal olduğunu da söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle temlik alan ..."un davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemeyeceğinden ..."un açıklanan bu gerekçelerle temyiz dilekçesinin reddine karar verilerek davacının temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.1969 tarihli ve 1968/196 E. 1969/315 K. sayılı miras bırakan Hüseyin Polat tarafından 582 no"lu parsel ile ilgili olarak açılan tapu iptal ve tescile ilişkin dava dosyasında Hüseyin Polat"ın 17.09.1969 tarihli oturumda bizzat imzalı beyanı ile 582 no"lu parselin tapuda yapılan temlik işlemlerinin iradesine uygun olduğunu kabul ederek davadan feragat ettiğini bildirdiği, bu durumda 582 no"lu parsel ile ilgili olarak tapuda yapılan resmi işlemin murisin iradesine uygun olduğu ve resmi senedin sahteliği iddialarının HMK"nın 208/4. maddesi uyarınca bu aşamada dinlenilmesinin mümkün olmadığı, 580 ve 581 no"lu parsellerin tapusunun iptal ve tescili istemiyle açılan davanın da ayrıca TMK"nın 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı nedenleri ile asıl ve birleşen Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/200-155 E.K. sayılı davalarının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur...” gerekçeleriyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 Esas 2012/191 Karar sayılı hükmünün onanmasına ilişkin Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15080-18028 sayılı kararının düzeltilmesi davacı tarafından istenilmiş, temyiz incelemesinden sonra dahili davacı ... tarafından onama kararına katılan heyet başkan ve üyeleri aleyhine tazminat davaları açılmış bulunduğundan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.09.2014 tarihli 2014/9239-14909 E.K. sayılı ilamıyla başkan ve bir kısım üyelerin karar düzeltme incelemesinden çekilmesine, karar düzeltme istemi konusunda inceleme yapacak heyet oluşmadığından hukuki engel nedeniyle gereği için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği, Yargıtay Başkanlar Kurulunun da 27.01.2015 tarihli, 2014/3 Esas 2015/3 karar sayılı ilamıyla Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 Esas 2012/191 karar sayılı dosyasının karar düzeltme incelemesi için Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin görevlendirilmesine, ilgili dosyanın anılan Daireye gönderilmesine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.12.2015 tarihli, 2015/4182 Esas 2015/22725 Karar sayılı ilamı ile de karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK"nın 46. maddesi uyarınca hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı devlet aleyhine açılacak tazminat davalarının sebepleri altı bent halinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Somut olayda; resmi senetteki sahtelik iddiasının tespiti için açılan davaya bakan mahkeme hakiminin kusurlu davrandığı iddiası ile Devletin sorumluluğuna dayanarak tazminat talep edilmekte ise de davada sonucu beklenen Torbalı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 Esas sayılı dosyasında mahkemece akdin kırk yıl önce yapıldığı, taşınmazların fiilen teslim edildiği, açılan davanın TMK"nın 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması, kaldı ki dosyamızın davacısı ..."un aktif dava ehliyetinin tartışıldığı ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin yukarıda özetlenen onama ilamında da belirtildiği şekilde Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/196 Esas 1969/315 Karar sayılı muris Hüseyin Polat"ın 582 no"lu parsel ile ilgili olarak açılan tapu iptal ve tescile ilişkin dava dosyasında 17.09.1969 tarihli oturumda bizzat imzalı beyanı ile bu parsele ilişkin tapuda yapılan temlikin iradesine uygun olduğunu kabul ederek davadan feragat etmiş olması, bu durum karşısında resmi işlemin murisin iradesine uygun olduğu ve resmi senedin sahteliği iddialarının HMK"nın 208/4 maddesi uyarınca dinlenmesinin mümkün olmadığı yönündeki değerlendirmeler ve tüm dosya kapsamı ile mevcut delil durumu dikkate alındığında mahkeme hakiminin yargılama işlemlerinin ve tazminat talebine konu ara kararlarının tamamen hakimin yargısal takdir yetkisi çerçevesindeki hususlarda olduğu, hakimin hukuki sorumluluğunu gerektirmediği 6100 sayılı HMK’nun 46. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının 6100 sayılı HMK’nın 49. maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine,
3-29,20 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince reddedilen maddi tazminat talebine göre 3.500,00 TL vekalet ücretinin, ayrıca A.A.Ü.T. 10/3 maddesi gereğince reddedilen manevi tazminat talebine göre 3.500,00 TL vekalet ücretinin davacı ..."tan tahsili ile davalı Hazine"ye verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,”
Dair oybirliği ile verilen 09.02.2016 gün ve 2014/4 E., 2016/2 K. sayılı karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm belgelerin okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/262 E., 2013/654 E. ve 2013/504 E. sayılı dosyalarının yargılaması sırasında “Mahkemenin 2008/243 E. sayılı dosyanın Yargıtay’dan dönüşünün ve kesinleşmesinin beklenmesine” şeklinde ara kararlar verildiğini, sahteliğin tespiti istemine ilişkin 2013/504 E. sayılı dosyanın 2011 yılında açıldığını, davanın açılmasından bu yana üç sene geçmesine ve sahteliğin tespiti için makul sürenin aşılmasına rağmen verilen bu ara kararın telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verdiğini, 6100 sayılı HMK’nın 208/4. fıkrasında “Resmi bir senetteki yazı ve imzayı inkar eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir” hükmünün getirildiğini, bu nedenle sahteliğin tespitine ilişkin 2012/262 E. ve 2013/504 E. sayılı davaların tapu iptali ve tescil istemine ilişkin 2008/243 E. sayılı davadan önce sonuçlandırılmasının Yasanın amir hükmü olduğunu, buna rağmen 2008/243 E. sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine şeklindeki ara kararın, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı bir karar olduğunu ileri sürerek ihbar olunan hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı HMK"nın 46/1 (c), (ç), (d) ve (e) maddeleri gereğince 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yukarıda belirtilen dosyalarda aynı mahkemenin 2008/243 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi şeklindeki ara kararların hukuka aykırı olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı ... vekili dava konusu edilen kararlar nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağının bulunmadığını, talep edilen maddi ve manevi zararın mahiyetinin ne olduğunun açıklanmadığını, kararların yasal mevzuata uygun olarak verildiğini ve işlemlerde kusur, kasıt ve hatanın bulunmadığını, sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin sunulmadığını, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen koşulların mevcut olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan hâkim yargılamaya katılmamış ve beyanda bulunmamıştır.
Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.