Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/26796
Karar No: 2018/7472
Karar Tarihi: 28.06.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/26796 Esas 2018/7472 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/26796 E.  ,  2018/7472 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, asıl davada davalının ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmüş olan 2005/158 E.-2009/149 K. sayılı davasında avukatlığını yaptığını, ancak dava bitip bir kısım para tahsil edildikten sonra sırf avukatlık ücreti ödememek ve icrada hasma yükletilecek avukatlık ücretlerini de almak amacı ile kendisini azlettiğini ileri sürerek, davalı adına icra dosyalarında tahakkuk eden sözleşme uyarınca % 10 dava vekalet ücreti, % 12 icra vekalet ücreti ve % 12 karşı tarafa teşmil edilecek olan vekalet ücreti karşılığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.000,00 TL"nin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Birleşen davada ise; davalının ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmüş olan 2005/158 esas, 2009/149 karar sayılı davasında avukatlığını yaptığını, ancak dava bitip bir kısım para tahsil edildikten sonra sırf avukatlık ücreti ödememek ve icrada hasma yükletilecek avukatlık ücretlerini de almak amacı ile kendisini azlettiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.500,00 TL"nin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalılar, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, asıl ve birleşen davada haksız olarak azledildiğini ileri sürerek vekalet ücretinin tahsilini istemiştir. Davalılar, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davacı avukatın tahsil ettiği paraların bir kısmını davalılara vermeyerek uhdesinde tuttuğu ve davalıların mağduriyetine sebep olduğu, böylece görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği gerekçesi ile hakkında verilen ceza hükmünün kesinleştiği nazara alındığında davalıların davacıyı vekalet görevinden haklı olarak azlettikleri ve bu nedenle davacının vekalet ücretine hak kazanamayacağı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı avukat hakkında ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/150 Esas sayılı dosyası ile görevi kötüye kullanma suçundan ceza davası açılmış ve atılı suçu işlediği gerekçesi ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. CMK’nın 223. maddesinde, mahkemece verilen kararlardan hangilerinin “hüküm” olduğu açıklanmış olup, “mahkûmiyet”, “beraat”, “ceza verilmesine yer olmadığı”, “güvenlik tedbirine hükmedilmesi”, “davanın reddi” ve “düşme” kararları birer hükümdür. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” ise davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” niteliğinde değildir. (Bkz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 E., 2009/12 K. sayılı ilamı). “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı”, hukuki nitelikçe “durma kararı” niteliğinde de olmayıp, “koşullu bir düşme kararı” niteliğindedir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında da bu husus; “Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu karara karşı başvurulabilecek yasa yolu ise, açıkça “itiraz” olarak öngörülmüştür. Koşulların gerçekleşmesi halinde 5271 sayılı Kanunun 223. maddesinde belirtilen “düşme kararı” verileceğinden, ancak bu aşamada, yani düşme kararı verildiğinde, hükümlere ilişkin yasa yolu olan, temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir.
    CMK’nın 231/5. maddesi gereğince, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” ile kurulan hüküm, belli bir süre sanık hakkında hüküm ifade etmemekte, her hangi bir sonuç doğurmamaktadır. Başka bir ifade ile sanık bulunduğu hal üzere bırakılmakta, aynen yargılanan kimsenin durumunda kalmakta ve yapılan yargılama, geçici bir süre askıda kalmaktadır. Askı süresi boyunca, yargılanan kimsenin sanık sıfatı devam etmekte ise de, bu kimse hiçbir şekilde hükümlü sayılamayacağından, hiçbir haktan ve hiçbir hukuki statüden de yoksun bırakılamayacaktır.
    Sonuç olarak, maddi olgunun belirlenmesi yönünden “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı”, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir.(HGK, E. 2011/19-639, K.2012/30, T.1.2.2012). Bu açıklamalar ışığında çözülmesi gereken öncelikli uyuşmazlık azlin haklı olup olmadığıdır. Mahkemece, öncelikle azlin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat, bu durumda, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Mahkemece, azlin haklı olup olmadığı değerlendirilerek ve azlin haklı olması halinde, ancak biten işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği gözetilerek yapılacak inceleme ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi