2. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/12452 Karar No: 2012/31715
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/12452 Esas 2012/31715 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2012/12452 E. , 2012/31715 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Konya 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :29.12.2011 NUMARASI :Esas no: 2010/475 Karar no:2011/1281
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; birlik görevlerini ihmal eden, birlikte yaşamaktan kaçınan, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalan ve eşine hakaret eden davacı koca evlilik birliğnin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurludur. Davacı kocanın bu kusurları karşısında davalı kadının eşine yönelik “şerefsiz, kanı bozuk, beni bırakıp kaçtı” şeklindeki sözlerinin terk edilme duygusunun etkisi altında söylenmiş tepki niteliğindeki sözler olduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md.166/2) . Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere bozma sonucu yönünden oybirliği, gerekçesi yönünden oyçokluğuyla karar verildi. 26.12.2012 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Gerçekleşen olaylara göre her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte koca daha ağır kusurludur. Evlilik süresi ve kadının tekil hakaret davranışı karşısında; kadının boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması sayılamaz. Türk Mendi Kanununun 166/2. maddesi koşulları da oluşmamıştır. Davanın açıkladığım gerekçeyle reddi gerektiğini düşünüyorum.