Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/372
Karar No: 2020/8765
Karar Tarihi: 21.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/372 Esas 2020/8765 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/372 E.  ,  2020/8765 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.12.2018 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; Davalılardan ...’nun kuru üzüm alım-satımı ile uğraşmakta olduğunu, müvekkillerinin ...’na 2012 yılında kuru üzüm sattıklarını, ancak davalı borçlarını ödenmediği için, ... hakkında icra takibine başlanıldığını, yapılan icra takiplerinin semeresiz kaldığını, ancak 24.04.2013 ve 25.04.2013 tarihlerinde, ...’nun ...Ahıdır Mah. 281 Ada 5 parselde bulunan 13/48 oranında hissesini, 275 ada 29 parselde bulunan 2/6 hissesini ve yine 275 ada 24 parselde bulunan 13/16 oranındaki hisselerini, diğer davalı kardeşine tapuda satış gibi göstererek bedelsiz olarak devrettiğini belirterek dava konusu taşınmazların davalılar arasında 24.04.2013 ve 25.05.2013 tarihlerinde yapılan satış işleminin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davanın ve mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirilmesine karar verilen ... 1. ASHM nin 2013/571 esas ve 2013/572 esas sayılı dosyaları ile mahkememizin 2013/387 -388-389 esas sayılı dosya davalarının ayı ayrı kabulü ile; İzmir İli ... İlçesi Ahıdır mahallesi 281 ada 5 nolu parseldeki davalı ..."na ait toplam 13/48 oranındaki hisseye ilişkin 25/04/2013 tarihli satış işleminin, aynı yer 275 ada 24 nolu parseldeki ..."na ait 26/48 oranındaki hisseye ilişkin ve aynı yer 275 ada 29 nolu parseldeki davalı ..."na ait 2/4 oranındaki hisseye ilişkin 24/04/2013 tarihli satış işlemlerinden ibaret tasarrufun davacının ... İcra Müdürlüğünün 2013/10641 sayılı, birleşen dosya davacılarının ise ... İcra Müdürlüğünün 2013/1747-1723-1674 - 1642 ve 1639 sayılı dosyalarında ki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline, alacaklı davacılara tasarrufa konu taşınmazlar üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
    Bu tür davalar hukuki niteliği itibariyle, dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir davadır. Bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal, devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmez. Sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlar. İptal davasının amacı, İİK 277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmektir. İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3.şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebilir. Diğer söyleyişle bu dava alacaklıya borçlunun mal kaçırma amacıyla yaptığı tasarrufla ilgili mal üzerinde alacağın tahsilini sağlama yetkisini verir. Bu yetki de alacak miktarı ile sınırlıdır.
    Bu özelliklerin doğal sonucu olarak davanın görülebilirlik şartlarından birisi alacağın varlığı diğer söyleyişle tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması, bir diğeri de alacağın aciz vesikasına bağlanmış olmasıdır. Bu özelliği nedeniyle aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3.kişi aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebilir. Çünkü dava şartlarından birisi de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gereğidir. Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki 3.kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerekir. Eğer gerçek bir borç yoksa alacak da söz konusu olamayacağından iptal davasının dinlenmesi mümkün olmaz.
    Diğer bir yönüyle de konu ele alındığında da, İİK.277.vd maddelerine göre açılan iptal davalarında takip borçlusundan hak iktisap eden 3.kişilerin davacının takip borçlusundan alacaklı olmadığına ilişkin savunmasının araştırılmasında zorunluluk vardır. Aksi takdirde takip alacaklısıyla anlaşarak veya nasıl olsa kendisinin borca batık olması nedeniyle gerekli çabayı göstermeyerek icra takibine itiraz etmeyen, itiraz üzerine durması söz konusu olmayan kambiyo senetlerine dayalı takibe karşı menfi tespit davası açmayan takip borçlusunun bu davranışı karşısında borçludan mal edinen 3. Kişilerin yargı eliyle zarara uğratılması söz konusu olur ki bunun kabulüne olanak yoktur. Hatta tasarrufta bulunurken borçlu olmayan kötü niyetli kişilerin malvarlığındaki bir unsuru iyi niyetli 3.Kişilere devrettikten sonra hileli işbirliği halinde olduğu kimselere eski tarihli borç senedi vererek elinden çıkardığı malları iptal davası yoluyla dolaylı olarak geri alması dahi imkan dahiline sokulabilir. Elbette ki bunlar yasaca amaçlanan durumlar değildir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir.
    Somut olayda 3. kişi konumundaki davalı ... vekili; davacıların alacaklı olduğu tutarların ...’ndan 2012 yılından kalma kuru üzüm alım satımına dayandırıldığını, Oysa, icra dosyalarında alacağın ispatına yönelik bir belge, müstahsil makbuzu, ÇKS kaydı ya da yasaca kabul edilebilecek bir bilgi, belge, fatura,irsaliye vb sunulmadığını gerçekte bir alacak olmadığını savunmuştur.
    Dosya kapsamında; davacılar tarafından davalı ... hakkında yaptıkları icra takiplerine bakıldığında; alacağın kaynağı olarak yalnızca kuru üzüm alım satımı denildiği, ancak davacılardan Rıdvan Koç dışında diğer davacıların herhangi bir fatura, senet, makbuz vs. sunmadığı, tüm icra dosyalarında davalı borçlu ... tarafından önce takip dayanağı belgeler sunulmadığından itiraz edildiği ancak bir süre sonra bu itirazlarından anlaşma nedeniyle vazgeçtiği anlaşılmış olup, bu durumda mahkemece davacıların dayandığı icra takiplerine konu edilen alacaklarının hangi ticari veya hukuki ilişkiye dayandığının tespiti açısından; davacıların bu konudaki delillerini sunması için süre verilmesi ve davacılar ile borçlu davalının varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme ve araştırma yapılarak gerçek bir borç - alacak ilişkisi olup olmadığının belirlenmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi