6. Ceza Dairesi 2016/7175 E. , 2019/3554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık savunmanı Av. ...’ın yasal süresinden sonra vaki duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince REDDİNE,
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I-) Olay tarihi öncesinde, katılanlar ... ile annesi olan ... ile tanışan ve kısa süre içerisinde bu tanışıklığı samimiyete dönüşen tanık ..."ın, “katılanlardan hasta ve yardıma muhtaç olan bir çocuktan sözedip, İstanbul"a geleceğini belirttiği çocuğun tedavisi için hayır amaçlı yardım talebinde bulunduğu, 40.000 lira para temin eden katılanların, Nezahat"ın tanıştırdığı ve adlarının “ ...” ve “...” olduğunu söyleyen kişilerle 25.11.2013 günü buluşmak üzere, katılan ...’nın kullanımındaki araçla Sultanbeyli ilçesi, ... Mahallesi Muhtarlığı önüne gelerek beklemeye başladıkları, “...” ve “...” olarak bildikleri şahısların bir süre sonra mağdurların yanına gelip araca bindikleri, aralarında kürtçe konuşmaya başladıkları katılan ...’nın bu şahıslara tanık ...’ı sorması ile “Kasım” olarak tanıdıkları kişinin, ..."ye yumruk vurup, katılan ...’nin elinde bulunan çanta içindeki 40.000 TL alıp kaçtıkları iddiası ile mağdurların, kolluk güçlerine müracaatta bulunup burada kendilerine gösterilen suçlular albümünden, sanık ..."ı “...” olarak bildikleri kişi olarak teşhis ettikleri, Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ve Mahkeme huzurunda da aynı beyanları ile teşhislerini sürdürdükleri;
Sanık ...’ın aşamalardaki savunmalarında, İstanbul ili Başakşehir ilçesinde faaliyet gösteren ... İnşaat A.Ş. adlı iş yerinde görevine son verildiği 25/03/2013 tarihinden sonra geldiği Diyarbakır ilinden bu zamana kadar İstanbul’a gitmediğini, suç tarihinde Diyarbakır"da inşaatlarda çalıştığını, anılan tarihlerde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle Diyarbakır Denetimli Serbestlik Bürosu"na imza attığını, olayla bir ilgisi olmadığını atılı suçlamayı kabul etmediğini ileri sürdüğü;
Tanık ..."ın, 06.01.2014 günü kollukta verdiği ifadede; “03.12.2013 günü ... Muhtarlığın bir alt sokağına gittik. Yanımıza ...’nın bacanağım diye söz ettiği, ismini ... olarak bildiğim şahıs elinde siyah bir poşet ile geldi. Biz ... Urani ile araçta oturuyorduk. Süreyya araçtan indi ve ... isimli şahıs ile konuştu, poşete baktılar. Poşetten ... eline altınları aldı ve bir tane alarak gerisini bıraktı. Bu kendisine yeterli olabileceğini söyledi. Sonra olay yerinden ayrıldık. ... poşetten aldığı altını gösterdi ve tanesinin 350 TL. olduğunu, bu altınları ortak almamızı, bunların karşılığını bizim vermemizi söyledi. Benim içimde bir şüphe oluştu. Ben ... ve ... ’ye bu şahıslarla görüşmemelerini söyledim. 07.11.2013 günü Süreyya beni arayarak kendisinin 30.000 TL bulduğunu, Bolu/Gerede’de olduğunu söyledi...” şeklinde; Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde de; “... isimli şahıs bir küçük bir poşette altın sikke getirdi. Buna ... aldı göstermiş bunların gerçek olduğunu söyledi. Ben olayı tam olarak ne şekilde olduğunu bilmiyorum ancak bu şahıslar bu altınları vermek vaadi ile müştekilerin parasını almış olabilirler benim olayla ilgim yoktur.” şeklinde beyanlarda bulunduğu sanık ...’ın savunması ile ilgili yeterince araştırma yapılmadığının anlaşılması karşısında;
Öncelikle,
Sanığın olay tarihinde Diyarbakır ilinde bulunduğuna ilişkin savunması doğrultusunda araştırma yapılıp, sanığa ait olan ve/veya benimsediği kullanımında bulunan GSM hat ya da hatlarına ilişkin baz istasyonu bilgilerini de içerecek şekilde suç tarihi dönemi kapsayan HTS kayıtları temin edilip, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmak suretiyle, sanığın, savunmasında belirtilen şekilde suç tarihi itibariyle denetimli serbestlik tedbirine tabi bulunup bulunmadığı sorularak, varsa buna ilişkin bilgi belgenin dosya arasına alınması gereğinde;
Tanık ...’ın, yeniden ayrıntılı beyanlarının alınıp, ortaya çıkan tüm duraksamalar giderildikten sonra, deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yetinilip yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi;
II-) Kabule göre de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nin 53/1-b maddesinde yazılı, "Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması; buna göre de, sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nin 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.