11. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3275 Karar No: 2019/6961 Karar Tarihi: 07.11.2019
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3275 Esas 2019/6961 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2018/3275 E. , 2019/6961 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05.07.2017 tarih ve 2014/212-2017/674 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05.11.2019 günü hazır bulunan davalılar vekili Av. ... ile davacı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %30 hisseli ortağı iken şirket müdürü olan diğer ortak davalı ..."na tüm hisselerini sattığını, hisse satışı sonrası müvekkilinin şirket defterlerinde yaptırdığı incelemede davalı ortağın şirket öz varlığından kendi şahsına ödemeler ve usulsüz harcamalar yaptığını tespit ettiğini ileri sürerek, yapılan usulsüz harcama ve gizlenen ödemeler kapsamında müvekkilinin hisse oranına isabet eden şimdilik 200.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davalı şirketteki ortaklığını 30/12/2009 tarihinde devrettiği; davacının talebinin, doğrudan zarara dayandığı ve tazminatın kendisine ödenmesini talep edebileceği ancak davacının uğradığı zararın kaynağı olarak gösterdiği özü itibariyle davalının, şirket öz varlığından kendi şahsına ödemeler ve usulsüz harcamalar yapıp yapmadığı olgularına dayandığı; bu kapsamda, dosya kapsamı belgeler, banka hesap hareketleri ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalı şirket müdürünün, davalı şirketi zarara uğratmadığı aksine kaynak sağladığı, bu doğrultuda davacının da herhangi bir zararının da olmadığı/oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, limited şirket müdürü olan davalının şirket özvarlığından usulsüz harcama ve ödemeler yaptığı iddiası ile açılan limited şirket yöneticisinin sorumluluğu hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mülga 6762 sayılı TTK"nın 556. maddesi hükmünde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. TTK"nın 309. maddesi uyarınca şirket ortağının eldeki davayı açma hakkı bulunmakla birlikte, davacı, şirket hisselerini dava tarihi öncesinde devretmiş olup, dava tarihi itibari ile şirket ortağı sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu gerekçesi ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetli değil ise de kararın sonucu itibariyle doğru bulunması ve bu durumda davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olması nedeniyle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün değişik bu gerekçe ile onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 07/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.