7. Hukuk Dairesi 2016/16640 E. , 2016/11623 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, iş akdinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağına uygulanacak faiz ve faiz başlangıç tarihi konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesine göre ödenmesi gereken ihbar tazminatında faize hak kazanabilmek için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Bununla birlikte bireysel ya da toplu iş sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar tazminatının ödeme zamanıyla ilgili olarak açık bir hükme yer verilmişse, belirlenen ödeme tarihi faiz başlangıcı olarak esas alınır.
İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı değişen oranlara göre yasal faiz olmalıdır. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde faklı bir faiz türü öngörülmüşse, yasal faizin altında olmamak kaydıyla kararlaştırılan faiz uygulanır
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde ise, iş sözleşmesinin feshi halinde kullanılmayan izin sürelerine ait ücretlerin, son ücret üzerinden ödenmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Ancak, Yasada izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur. Bununla birlikte, faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.
Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.
Somut olayda davacı tarafından dava ve ıslah dilekçesinde ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının en yüksek banka mevduat faizi ile tahsili talep edildiğinden, bu alacaklara yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken doğrudan yasal faize hükmedilmesi, ayrıca dava yeni usul yasasının yürürlük tarihinden sonra açılmış ise de, davacı vekili açıkça davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını bildirmediğinden, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü gerekirken belirsiz alacak davası olarak açıldığı kabul edilip ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının ıslah ile artırılıp hüküm altına alınan bölümüne dava tarihinden itibaren faiz işletmesi hatalı ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 5. paragrafının çıkarılarak yerine;
“İhbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının 300,00’er TL’sinin 03/04/2012 dava tarihinden, bakiyelerinin 25/06/2014 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasına," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.